Güneşi Takip Et

Genç okurların çok sevdiği yazar Nehir Yarar, bu kez eli kitabı tutan minikler için yazdı. Yeşim Serçe'nin genç ve özgün çizgileriyle buluşan, okul öncesi yaş grubuna seslenen Güneşi Takip Et, çocuklar daima barış dolu bir dünyada yaşamaları için güçlü bir dilek niteliğindedir. Satırlar savaşı, başlangıç ​​göstermeyle birlikte hayatlarla karşılaşacak, bir çocuğun rengi dünyanın yükselen ya da benzersiz merakı eşliğinde öğrencilerin öğrenmesini sağlayacak ve kaybolan renklerin peşine düşeceğiz. Sonunda mevcut olan her şeye rağmen güneş tüm görkemiyle bir arada bizim için yiyecek ve dünyamızı yeniden renklendirecek. Hatta belki bir gün o güneş, ışıklarını barışın renklerini en iyi çocuklardan alacak. İşte bu tanışma için güzel bir ilk adım… *** Annesi yerinde duramıyordu, kıpırdamıyordu. Önce birlikte farklı bir oyun oynadılar. Derken günün hazırlıkları başladı. Son birkaç gün tuhaf geçiyordu, dağınıklığı vardı ve kötü durumdaydı. Şimdiyse annesinin söylediğine göre tatile çıkıyorlardı. Merak içindeydi. sonuçta herkes yollardaydı. Rengârenk çantalarla sanki güneşe doğru bir yolculuktu bu… Baştan sona çocuk gözüyle adımlanan sayfalarıyla, savaşın götürdüğü renkler ve umuda süt bir öykü… Tema: Yer ve zaman olarak nerede olduğumuz Kavramlar ve Anahtar Sözcükler: Göç, savaş, VATANDAŞLIK, aile, seçimler, gözlem, DUYGULAR, hayvan sevgisi, hayal gücü Tutum ve Değerler: Sevgi, sorumluluk Profil Öğeleri: Düşünen, Duyarlı KİTAPTAN Ne güzel bir oyun bu. Evin içinde annemle koşuyorum. Önce ayrıntıları, sonra balkona. Bak şimdi de salondayız… Annemin önünde, hemen arkasında. Onu hiç bu kadar hızlı koşarken görmemiştim. Sanki yarışmak benimle istiyor. Aman Tanrım! Yatak odası çok oyalandı. Şimdi de dolabın üstündeki sarı bavulu çekiştiriyor. Hop! Aşağıya indirdi onu. Bana doğru bakıp göz kırpıyor. “Kısa bir tatile çıkıyoruz.” "Yaşasın! Gideceğiniz yer gürültüsüz olsun. Bu korkunç seslerden ve yanık kokusundan hiç hoşlanmıyorum." "Gece hiç uyuyamadın değil mi? Ama gider, hepsi gider. Bana yardımcı olursan bileşenler hazırlanırız." *** Nihayet yola çıktık. Hayret! Caddeler bomboş. Arada sırada oyuncak tanklarımın gerçekleri yanımızdan geçiyor. Çok iyidir! Hâlbuki oyunlarının sessizleriydi. Oyuncak olmayan tankları hiç sevmedim. İnsanlar bu sıralar biraz dikkatsizler. Çevrede çok fazla sayıda insan var. Kimi başını sarmış, kiminde olanları bunlar... “Şu çocuğu gördün mü anne? Kırık bir kolla tatile devam etmek zor olmalı.” “Biraz daha hızlı yürümenin canım. Trene yetişmeliyiz.” “Peki” diyor. Peşimizi hiç bırakmayan bir yanık kokusu var. Annemle yan yana yürüyoruz ve beni pek dinlemiyor. Sarı bavulun tekerlekleri güzel tıkıyor. Yol boyunca onun tıkalı parçalarına sahip olmayan başka bavullar da yanımızdan geçti. İşte mavi, büyük bir çanta. Galiba tüm evini bavula sığdırmış bu teyze. Şimdi de kırmızı ve hemen arkasından koyu yeşil bir çanta tıkırdayarak geçti. Lacivert çantasının sahibinin diğer eli de dolu. köpeğiyle birlikte yürüyor. *** “Görüyor musun Miav, tüm şehir tatile çıkmış. İnsanlar, şehirler, hikayeler… Yollar rengârenk bavullarla harika görünüyor.” "Maaaaauuuvvv..." "Fark ettin mi anne, nihayet gürültüler sona erdi. Yanık kokusu da yok artık. Güneşi görebiliyor musun? Galiba bize katılmaya karar verdi. Bunların hepsi iyiye işaret. Bence tatilimiz güzel geçecek. Ya babam, o ne zaman gelir acaba?" “Çok yakında tatlım, çok yakında…” Tanıtım Metni