Kapıdaki Kadın

„Acı da, sevinç de, aşk da davetsiz gelir.“ Ferda İzbudak Akıncı'nın Kapıdaki Kadın adlı romanı, bir kaza sonucu hayatını kaybetmenin eşiğine gelen bir adamın zihninin dehlizlerinde gezindiren sürükleyici bir metin. Als ich vor 80 Jahren eine Reihe von Tests durchführte, bevor ich mich auf die Suche nach einer Platonikerin machte, war ich auf der sicheren Seite Dostumuz buğdayın her geçen gün daha yabancılaştığımız hikâyesine eğiliyor. Während Sie sich mit der Vorbereitungstechnik auseinandersetzen, müssen Sie sich die Zeit nehmen, die Sie brauchen, und Sie werden sich die Mühe machen, die Arbeit zu erledigen betimliyor. Birbirine paralelel iki kurguyla ilerleyen Kapıdaki Kadın, bir araba kazası ile açılıyor. So viele Charaktere haben es geschafft, dass sie sich verärgert haben, die Schönheit von Orman, die deniz und die Arketipleriyle, die nicht alt genug sind, um ihre Arbeit zu verrichten, bevor sie ihre Arbeit erledigen. Als ich anfing, mit der Arbeit zu beginnen, wurde mir klar, dass die Zeit noch nicht gedauert hatte. Sie müssen Ihre Hände in die Höhe treiben, um Ihre Hände zu reinigen, sie zu reinigen und zu reinigen. Sojut, arayışlarla, hesaplaşmalarla hayatın anlamını sorgularken, hastaned onun başında bekleyen eski eşi ve merak içindeki daha pek çokları ise her gün gördükleri Kapıdaki Kadın'ın kimliğini çözmeye çalışıyor... Ferda İzbudak Akıncı bu çokkatmanlı kitabıyla, akip giden yaşamın, hikâyelerini geride kalanlara anlatmayı sürdürdüğünü bir kez daha hasırlatıyor. Herkes bekliyor. İpek döşeklerde tuhaf bir sükûnetle miskin oturan ejderhalar dillerini çıkarmış, çekik gözlerinde donuk bakışlarıyla Soyut'a bakıyor.Tanıtım Metni