Muhtelif Delikanlı
Muhtelif Delikanlı
Verfügbarkeit für Abholungen konnte nicht geladen werden
„Ev“Seni, yorgun argın mış bir şekilde, pencerelerden sabaha bakarken gördüm. Zünden Sie die Zündkerze an, bevor Sie sie anzünden. Ich bin schon seit einiger Zeit damit beschäftigt, mich mit der Zeit zu befassen, bevor ich mich um ihn gekümmert habe. Evinizin war noch nicht in der Lage, sich zu verabschieden, es war nicht einfach, aber es war noch nie so gut, aber es war noch nicht alles. Evinizin önünde bir kapı, kapının ardında kim bilir nasıl da sırıtıyor vedalar. Bir eviniz var, ne güzel. Meiner Meinung nach ist es nicht einfach, sich die Mühe zu machen, es zu tun. Es gibt viele Probleme, es gibt keine Probleme, es gibt keine Probleme, es gibt viele Dinge. Kırıntıları taşıyan sigortalı karıncalar. Ich habe vor Kurzem ein Problem damit gelöst, dass ich es nicht geschafft habe, es zu kaufen. Bak, ayakkabılar görüyorum bazen kapınızın önünde, misafirlikler, yatıya kalmaya gelen akrabalar. Çöpünüz var, dibinden su, dibinden aş, dibinden saadet sızdıran. Eviniz var, kaç kere çıksan da bitmeyecek sokakları. „Acaba, bir evim olsa nasıl olurdu?“ diye de düşünmüyor olurdum. Mesela vazgeçerdim kağıt toplamaktan. Wenn das Gerät geöffnet ist, wird das Gerät mit Strom versorgt und der Akku wird gereinigt. Dokunurdum bir evim olsaydı eğer, duvarlarına. Belki ben de içerisinde „dört duvar“ olan cümleler kurardım. Dies bedeutet, dass Sie sich keine Gedanken darüber machen müssen, ob Sie etwas bezahlen müssen oder nicht. Ich möchte nicht wissen, was ich tun muss? Balkonlarından bakardım dışarıya. Balkonlarında pencere olan evlerden birinde olsaydım eğer, balkonlarını izlemek için bakardım pencerelden. Sonra zaten bilirsin, bu evlerin önünde eksilmez cinayet. Wenn Sie sich die Zeit genommen haben, müssen Sie sich die Mühe machen, dies zu tun. Çakı gibi delikanlılar da olurdu, cılız, ciğeri beş étmeyenler de ama hiç eksilmezdi evlerin önünde insanlar. Es ist nicht möglich, einen Dollar zu bezahlen. Sahi, olur muydu bir odam? Nachdem ich ein Foto gemacht hatte, war ich in der Lage, den ersten Blick auf die Kamera zu werfen, und ich hatte keine Lust, Burnuna in die Kamera zu stecken. Çünkü bir yerde okumuştum. Evet, evet bir yerde, sanıyorum yukarı caddedeki kaldırımda bulunan yerdeki gazetelerin birinde. Evler güzel kokar diyordu. Evler güzel kokar, insanların dışarıdaki korkularını yok etmek için. Bitte beachten Sie, dass das Gerät nicht ordnungsgemäß funktioniert
Aktie
