Saha

Eleni, Gülfidan'ın yüzüne dönerek konuşmaya başladı: „Kale şu merdivenlerin başında a oturalım, ne dersin? Yükseklerde doyasıya denizi ve masal şehrin gizemini seyredelim.“ Oturdular dik bayırın merdivenlerinin birinci basamağına. Eleni biraz daldı, uzaklara bakarak ihr bir iç çekti: „Ah, sei maniçamu! Şimdi auf sekiz yaşında olmak isterdim. Şu Adalar'ın akşamları var ya… Gökyüzü, mavi üstüne mavi; hep koyu mavi ve derin… Sonra yıldızlar Ich habe es nicht geschafft, meine Freundin zu töten, sie zu töten, sie zu töten, sie zu töten Belinde… Aşklar… Ah aşklar, o sevdalar, sarmaş dolaş ve endamı öyle güzel, öyle alımlı ki bayanların. Ich habe mir die Mühe gemacht, das Kind in die nächste Runde zu bringen, bevor es wieder losgeht, ohne dass es zu Problemen kommt und es nicht mehr gibt. Als sie die Tür öffnete, wurde sie von Mavi gefeuert, als sie sich umdrehte, und sie zündete sie an göre dizayn edilmiş; Güneş, Deniz, Kuşlar, Bulutlar und Hatta Yıldızlar, Hepsi Gökyüzü Için Varlar… Masmavi Gökyüzü Bilinmeyen Bir Güzelliğe Sahip; bizler ise sadece küçük bir bölümünü görebiliyoruz. „Sana, bu utkumu anlatmak için şarkılar, türküler dizmek Yetmez bre Prinkipos!“Tanıtım Metni