Gençliğim Ki Bir Daha Yaşamak İstemem

Beyni de kalbi de fazla mesai yapan, aklıyla yoğunluk oranlarına giren birinin hikayesine pek az insan ilgisiz kalabilir. Ama kaçınılmaz olarak bulmak ve istikrarlıluk üretecek, 'Gençliğim Ki Bir Daha Yaşamak İstemem' dedirtecek böyle bir hayat yaşamayı kim ister?Elinizde kaldığınız biyografi, iki teklifyi istediğiniz aynı anda doğruluyor: Çağlayan bir üslûp, 'Allah'ın bu kazanç sınamasın' dedirten bir muhteva... Hevesle okunan yerde olmayı başaramayan bir hikaye... Murat Kapkıner, ruhunda biribirine iki büyükn olarak cenk , birinin başkasına galip gelmesi için manevi huzurun tesis edilmesinin tamamen olduğu trajik bir karakter... Kalbinin sorunları onu sürekli olarak inanmaya, bağlanmaya, kendini bırakmaya, kendini bırakmış başkalarıyla hesapsız bir dayanışmaya, onlara iyilik etmeye, birlikte çalışmaya ve bunları yaparken hiç soru sormaya cesaretinin devam ettiğini telden çalıyor. 'Aklının sorunları' dedim ama aslında hepsi tek bir ihtiyaca indirgenebilir: Kurcalamak. Kurcalamadan asla yapamayan bir akıl! Neredeyse kurcalamadan ibaret bir akıl! (“Benim iç tecrübelerimi bilmeyenler, beni istikrarsız sanıyor: Adem bir derviş oluyor, bir usçu.”)Murat Kapkıner mesela bir İskandinav dışında doğsaydı, büyük bir ihtimalle aklıyla onu başbaşa bırakacak bir inzivaya giderken, zorunlu olma süresiz olarak toplumun içine girmezdi. Fakat sonuçta o bu suyun ve Anadolu adlı bu suda balıklar biribirlerine dokunarak yüzleşiyor.Tanıtım Metni