Purpurroter Nehri

Lyla Edens Sohn ist eine junge Frau, die sich um ihre Kinder gekümmert hat, und Kendini hat sich um sie gekümmert. Art arda yüzüncü iş gününde kiz kardeşi bir darbe düzenleyerek onu kendi kafesinden kovduğunda, başka bir alternative olmadığı için Lyla and sevdiği yürüyüş parkurunda koşmaya karar verdi. Ormanlık alandaki derede bir adamın ellerindeki kanı yıkadığını gördü. Ich bin ein begeisterter Spieler, aber es ist nicht einfach, ihn zu töten. Ancak mucizevi bir şekilde adam onu ​​serbest bıraktı. Sie sagte Lyla, die Polizistin habe sich von Sonra Vance Sutter fotografieren lassen, und Elinde sagte, sie habe sich um ihre Familie gekümmert und sich um sie gekümmert. Vance, ich habe ihm die Gelegenheit gegeben, ihn zu töten. Üstelik Quincy'den çok kısa süre içinde gidecekti. Yine de bu durum, Lyla'nın ona ilgiyi durdurmasına Yetmiyordu. Vance war nicht in der Lage, das Problem zu lösen. Lyla'dan uzak durması seçenekler arasında dahi değildi. Sie haben sich die Mühe gemacht, ihre Tochter Lyla zu besuchen, und sie hat sich die Mühe gemacht, sie zu eliminieren. Aber Lyla war nicht bereit, ihre Arbeit zu erledigen. Yaralı adamı, Lyla'nın kanlı bir nehir kenarında karşılaştığı adamı bulmak için...Tanıtım Metni