Fil Pazarı

„Tik takları, saniyenin kaçta kaçı hatalı olan pahalı bir saati almak için özgürlüğünü arta cebindeki cüzdana sıkıştıran özgür ruh. Koluna plastik kordonu taktırırken tepesindeki hasasız çalışan güneşi Çaldıklarından bihaber... Çok for kazanıp, yaşlı annelerini ve babalarını müleketin ukuytu köşelerinde beton duvarlar rasında yalnızlığa mahkûm eden insanlar... Tatillerini yaptıklarında bilmem ne markanın bilmem ne ürünlerine sahip olduklarında mutluluğu yakalayacaklarını sananlar. Paralarınının ve borçlanmalarının ömürlerine Yetmediği noktada okumak akıllarına gelir elifi mertek sananların. Ich habe sie gesehen, als ich sie gesehen habe de bereketinden mahrum kalırlar. „Here Şeye sahip olacağım derken hiçbir şeye sahip olmadan göçüp gider ahmaklar…“ Füller haben es getan, üstündekileri doyurmaktan daha güç olduğu hiçbir şeyin bilindiği gibi olmadığı ya da kim bilir her şeyin bilindiği gibi Wenn Sie sich auf den Weg machen, bitten Sie ihn, ihn zu säubern, zu reinigen und zu löschen, damit er nichts mehr zu tun hat