Elma Çocuk
Matilda Teyzenin Nükleer Yemek Tarifleri
Matilda Teyzenin Nükleer Yemek Tarifleri
Verfügbarkeit für Abholungen konnte nicht geladen werden
Günün menüsü: Radyoaktif Börek, Nükleer Karnıyarık, Pörsük Kızartma, Toksik Salata. Üzerine bir dilim Yeşil Fosforlu Kek alır mısınız? HAYIR. „Temiz su, temiz çevre haktır! Bütün insanlığın hakkıdır. Bunları istiyoruz. Şimdi ve burada!“ *** Matilda hat sich um ihre Kinder gekümmert und ihre Kinder in den Ruhestand geschickt. Das bedeutet, dass Sie sich die Zeit genommen haben, den nächsten Tag zu verbringen: Mertcan, der sich mit Ayla beschäftigt hat, und Burak und die anderen… Wir haben die Tarife für Sie kostenlos erhalten unutmayalım. Ancak bir gün, kasabaya korkunç bir „dev“ gelir, ardından da tuhaf bir yabancı. Derken Matilda hatte bereits Pläne gemacht, bevor sie sich an die Arbeit machte. Sie haben das Problem gelöst, sind aufgestanden und haben sich die Mühe gemacht, mit dem „Kindheitsgefühl“-Kit zu beginnen, die Zeit zu verkürzen, die Zeit zu verkürzen, zu warten und zu warten, bis sie fertig ist Ich habe eine Woche lang gearbeitet und bin der Meinung gewesen, dass ich die Tarife nicht ausnutzen kann. KİTAPTAN Kasabaya bir „dev“in gelmesi demek, kasabadaki şeyin „dev“le orantılı olarak büyümesi, devleşmesi demekti. Küçük dükkânlar büyüyerek kocaman alışveriş merkezlerine dönüşecek, evler gökdelen oluverecekti. Kasabaya oluk oluk akan paralarla lüks siteler, rezidanslar, stadyumlar ardı ardına yükselecekti. Kasabamız kocaman bir kumbara gibi çalışacaktı. Kumbarada tıkır tıkır biriken paraların hayali, hepsini çocuklar gibi heyecanlandırıyordu. Dies bedeutet, dass „dev“ in der Regel nicht mehr verfügbar ist. Es ist jedoch wichtig, dass der „Entwickler“ in der Nähe ist und die Benutzer den Online-Kauf nicht verpassen. Was ist der „Entwickler“? Können Sie sich vorstellen, dass ein „Entwickler“ Sie noch nicht kennengelernt hat? Ihre Frage: „Entwickler“ in der Art, in der sie sich befinden, ist nicht in Ordnung, weil sie nicht wissen, was sie tun? *** Kukuriku Sandviç Bu tarif, siz ona ne seniz o adla anılıyor. Matilda hat sich die Zeit genommen, den Kaufpreis für eine Woche zu zahlen, und den Preis für das „Kukuriku“-Angebot zu senken. Sandviçe canımızın istediği ne varsa koyuyoruz; Böylece Matilda teyzenin anlattığına göre, sandviç ekmeklerinin rasından çıkan malzemeler bir horozun kuyruğu gibi rengârenk görünüyormuş. Küçükken yaptığı tarife bu adı vermesinin nedeni buymuş. Mesela, Çimen sadece sebze ve yeşilliklerden oluşan malzemeler kullandı. Biz şimdi burada Burak'ın sectiği malzemelerle „Omnomnom“ adını verdiği tarifi yapalım: Malzemeler: - Sandviç ekmeği - Bir çorba kaşığı tereyağı - Salam dilimleri - Çedar peyniri dilimleri - Domates dilimleri - Birkaç yaprak marul - Çok az tuz Burak'ın Sandviç Fıkralarından Bir gün bir kafede ailelemle yemekteyiz. „Bu sandviçi yiyemem. Hemen kafenin sahibini çağırın!“ dedim. Annem, babam yaptığımın çok kaba olduğunu söylediler. Ama beni anlamıyorlardı. Tartıştık. Herkes bizi izliyordu. Derken, Kafenin Sahibi Geldi, sandviçe bakti und „Ben olsam ben de yemezdim!“ dedi. Anmerkungen: Sandviç ekmeğimizi ikiye bölmeden iyice açıp içine tereyağını sürüyoruz. Sonra, malzemeleri dilimlemesi için bir büyüğümüzden mutlaka yardım alıyoruz. Dilim halindeki malzemelerimizi istediğimiz sırayla ekmeğin içine yerleştirip biraz tuz ekliyoruz. Kukuriku, Omnomnom veya „Siz Ona Ne Ad Verirseniz Sandviçi“niz hazır! Burak hat Sandviçten Birkaç ırık alıp bıraktı ama olsun, Mertcan onunkini de bir güzel yedi. Eminiz, siz kendi sandviçinizi afiyetle bitireceksiniz. Afiyet olsun! *** Çok yüksekte ve çok uzaklardaydı. Kocaman bir karaltıydı. Bitte beachten Sie, dass das Gerät nicht mehr benötigt wird. Evimizin tam karşısındaki yüksek tepelerin üzerinden, her adımda koca kayaları ve ağaçları yerinden sökerek kasabaya doğru geliyordu. Das Gerät ist nicht funktionstüchtig. Öylece kalakaldım. Es ist kein Geld für Sie. Korkuyla birbirimize sarıldık. „Dev“, sagte er. Sobald Sie sich auf den Weg gemacht haben, müssen Sie sich die Mühe machen, sich zu schämen, und Sie werden alles tun, um alles zu tun, was Sie brauchen. Das erste Mal, dass sie sich um die Zeit gekümmert hat, als sie sich um sie gekümmert hat, und sie in den Ruhestand geschickt hat. Ertesi sabah evimizin tam karşısında çevresi sarı-siyah renklerle boyalı bir tabela asılıydı: KUMBARA NÜKLEER SANTRALİ İZİNSİZ GİRİLMEZ *** Matilda teyzenin mutfağında bir çiçek bahçesindeymiş gibi hissedildiğini söylemem inanın boşuna değildir. Als sie sich auf den Weg machte, sagte sie, wolle sie ihr Geld verlieren, um ihr Geld zu verdienen. Wenn Sie nicht wissen, was Sie tun müssen, müssen Sie das Gerät erneut verwenden. Während ich mich auf den Weg machte, war ich noch nicht ganz sicher, ob es mir gelingen würde, meine Familie zu retten. *** „Sie haben schon einmal in Minneapolis gearbeitet“, sagte Osman Bey und sagte: „Sie haben mir gesagt, dass Sie verrückt geworden sind? Was ist passiert?“ Es ist nicht einfach, Geld zu verdienen. Cevabı yine Osman Bey verdi: „Insan, dostları ve dilleriyle kabul edildiği zaman evindedir. Ben burada bir yabancıyım.“ Dies ist der Grund, warum es nicht funktioniert. „Resimlerim, tablolarım benim bir dilimdir. Ağaçlarım, sebzelerim başka bir dilimdir. Ben onların diliyle konuşurum kulak verene. Görünen o ki kasabanızın sakinleri beni artık dinlemek istemiyor. O yüzden burada kalmam anlamsız.“ „Gidecek misiniz yani?“ diye sordu eşim. Dudakları büzülmüştü. *** Neue santralin kulesinden gür ve yemyeşil bir orman fışkırıyordu şimdi. Wenn Sie nicht wissen, was Sie tun müssen, ist dies nicht der Fall. Sobald Sie dies getan haben, können Sie sicher sein, dass Sie sich in Ihrem Leben wohlfühlen. Duvarların üzerinden, bacalardan, kapılardan, pencerelerden aşıyor, aşamadıkları duvarları paramparça edip dışarı taşıyordu. Santralden bietet Ihnen viele Möglichkeiten, die Unterkunft zu nutzen, die Unterkunft zu nutzen, die Wohnung zu vermieten und die Unterkunft zu einem angenehmen Aufenthalt zu bringen. Aber Osman Bey war sich nicht sicher, ob er sich noch einmal um ihn gekümmert hatte oder nicht. Kasabalıların şaşkın und korkulu bakışları rasında „dev“ in kulesi birkaç kez sarsıldı. Hapşırmak üzere olan birinin burnu gibi tuhaf biçimde kıvrıldı. Ardından kulakları sağır eden bir gümbürtüyle bütün kasabanın üzerine konfeti saçar gibi çeşit çeşit çiçek püskürttü. Sobald dies der Fall ist, hat ihr Sohn die Stimme der Ordensleute wegen der hohen Sensibilität verloren. Tanıtım Metni
Aktie
