Matbuat Yayınları
Gallemit
Gallemit
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Savrulup giden sözler anlatıyor... Sararmış satır aralarında yarım asırdır sızlayan yorgun hüzünlü konuşmalar. Ulu Kam'ın iç çekişi. Tibet'in bendenleri benden daha yalnız değil... Biri zahirde derbeder, diğer sırların peşinde iki yalnız adam. Yürek yangınını söndürür ümidiyle kor ateşe serpilen suyun şarkı çıkardığı cızırtıyı garpta da duyabilen sıra dışı iki insanın gönül yolculuğu. Şaman davulları, veliler, amansız kokular, Elsa'nın gözleri... Yalnız'ın öyküsü... Yalnızlığa öykü...Sahiden savrulup giden ömürler anlatılıyor. Ömürler savruluyor. Uzaklarda, yakınlarda. Bizatihi derûnda... Evvel göçen yazar oldu. Kalanlar derin acıcılar çektiler. Ulu Kam haber alınca bir kez daha kahrolmuş; "Keşke ona Hafız'ın kabri gibi bir kabir yapabilseydim", sözleriyle hayiflenmiş.Her insan bir başkasında yol arar kendine. Aradığı en yakındadır. Tanrı Dağlarının zirvelerinde sürekli olarak yayınladığı isim; gülün adıydı. Kahramanın huzuru ve sükûnunu zedelemeden, sis perdesinin tüllerini aralamadan meçhule ışık tutmak naif ve ulvî bir gayretti. Hareketli toplumsallığın akabinde, kamuoyunda doğan alâka üzerine yeniden baskı teklifini de fazilet örneğini sergileyerek reddetmişti; "Taze acının üzerine kitap çıkarmak yakışık almaz". Ulu Kam'ı dağıtan kurşun, vicdan sahiplerinin yüreklerini kanatmalıydı. Kasten sıkılan o hain kurşuna herkes lânet etseydi kahbe devr-i devran böyle pervasız dönmeyecekti.
Paylaşmak
