Huzursuz Ölüler

David Hunter, bilirkişi sıfatıyla dahil olduğu son vakada yaşanan skandalların ardından bir süredir devam eden davalara çağrılmıyordu. Ancak Londra'da çok da uzak olmayan küçük bir sahil kasabasında bulunan feci hâlde çürümüş cesedin kişiliğine dair bilgi edinmek için yerel polis birimlerinin tek bakımı oydu. Üst makamlar, dosyanın bir an önce kapanması için baskı yapması da bu vakada kirli sırlara set çekmek hiç de kolay olmayacaktı. Bulunan cesedin bulunduğu bölgenin ileri gelen ailelerinden birinin haftalardır haber alınamayan oğlu Leo Villiers'a ait olduğu tahmin ediliyor. Bol miktarda Leo, yine aynı dönemde ortadan kaybolan ve yasaklı ilişkiler olduğu iddia edilen bir kadının yaşadığı bir katil zanlısıydı. Ancak uzuvları kaybolmuş, yüzü tanınmayacak hâldeki bu cesedin kimliği hakkında Hunter'ın başka şüpheleri mevcuttu. Sürpriz kalıntılarının da ortaya çıkmasıyla Hunter kendini ağır ama kararlı adımlarla toksik aile sırları, küskünlükler ve yalanlar bataklığına doğru ilerlerken bulabilirdi. "Karanlığa keskin bir dalış. Simon Beckett'in ustalıklı anlatımı ve dağıtım verici adli tıp ayrıntıları, yazarın romanlarını tam anlamıyla tüyler ürpertici bir deneyime dönüştürüyor." —Tess Gerritsen “Beckett ülkenin en iyi suç yazarlarından biri… Kitaplarından zekâ fışkırıyor, anlatımı muhteşem ve insanı hemen sarıyor.” —Sunday Express “Okuru kendi sıcaklığına, gerilim dolu, insanın avucunun içine bir kitap.” —Sunday Times "Adli tıp parçaları çok orijinal ve insanın tüylerini diken diken ediyor; anlatım hem gerilim hem de ortamda okura güvenli olabiliyor." —Ann Cleeves "Kesinlikle insanı içine alan bir gizem. Son sayfaya kadar elinizden ayrılamayacaksınız. Milyonlarca okurun Simon Beckett'ın kitaplarını yalayıp yutması şaşırtıcı değil – neşeli bir yazar o." —Antonia Hodgson Tanıtım Metni