Tarihyazımda İdeoloji ve Pratikleri

Geçmişin birikimlerini, küçük ayrıntılarını ya da tümden izlerini konu edinen, tüm bunları kendisine nesne olarak atanan tarihin kendisi de artık bir nesne hüviyetindedir. Geçmişin tüm olaylarını belirli bir anlatı dizgesinin unsuru hâline gelen, bu olaylar yapısallaştırılıp, belirli bir erekselliğin güdümüne bırakan tarihin kendisi de artık bir “olay”dır. Bu, tarihin tarihi olduğu, kendi erekselliğini kendi içinde bulduğu, küreselleşip belirli bir bölümün parçası olduğu tarihin tarihi, yani tarihyazımıdır. Hiç şüphe yok ki ister şimdiyle geçmiş arasında bir diyalog ister tarihin seçimlerinin doğrudan bir sonucu olsun tarih; her daim kesin bir hakikatle hareket eder, kendi ufkuna hakikati ortaya koyar, hakikatin peşine düşer. Ancak buna karşılık olarak tarihsel geçmişinin sahip olduğu tüm birikimlerini, ayrıntılarını veya izlerini kendi bilgilerini yeniden kurar, kurgular ve düzenler. Tarihin ufku hakikatle belirlenmişken, orijinalin heybesinde hakikatten fazlası vardır. Öznel istekliler, sınıfsal konumlar, ideolojik pratikler ve siyasi çıkarların geçmişinin heybesinde olan bazı fazlalıklardır. Bu fazlalıklar sınırsız, boş tarih ve yararsız, tarihsel hakikat ise kendisine kördür. Yalnız kendisi kör olan bu hakikat, sadece kör olarak da kalır, aynı zamanda da zararlıdır. Zira belirli iktidar odakları namına insanları sürüleştirmek, onların belirli bir kişiliğinin parçasını hâline getirmek için tarih bulunmaz bir nimettir. Bu açıdan önemli olan şey, insanların tarihini okumak, fakat ne okuduklarından onları haberdar etmektir. Belki tarihiyazımın bir disiplin, bir sanatın ya da bir varoluş kipi olarak tarihi bir dökümü olarak işleyişi de buradadır: Okutulanın neden okutulduğu okutmak…in tarihi içerisinde Türk tarihselliğine yönelik bir dönemselleştirme denemesi ve çağdaş dönemselleşme tarihin düşüncesel arkaplanı, yöntem problem ve analitik pratikleri gibi ticareti incelemeye girişen bu eser, Türkiye'de özgünlüğü, bulun ve geçmişinin olduğu siyasi ile güçlü Tarihinden nasıl etkilendiğini gösteren serer. Eser, tarihin niyeti ile tarihin ve gerçek hakikatin nasıl bir sebeple bir araya geldiğini, saf, sabit ve mutlak bir hakikate ermenin bir şekilde birileri için hakikate ermek olduğunu göstermektedir. Aslında en gizli söz konusu olan, özgünlüğün heybesinde taşınan fazlalıklardır. Bu nedenle tarihin heybesindeki fazlalıkları edinen bu eser, Edward Hallett Carr'ın “tarih metninden önce tarihselye bakın uyarısı”na kulak kesilmekte ve tarihin başlangıç ​​tarihi, nerede olduğu, hangi tarihte olduğu Bluetoothe de güçlü bir şekilde vurgulamaktadır. Tanıtım Metni