Ayrıntı Yayınları
19. Yüzyılda Bir Aile Cinayeti
19. Yüzyılda Bir Aile Cinayeti
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Annemi, kız kardeşimi, erkek kardeşimi katleden ben, Pierre Riviére XIX. yüzyılda Normandiya'nın Calvados eyaletine bağlı küçük bir köyde yaşayan 20 yaşındaki Pierre Riviere, çocukluğundan beri garip göründüğüyle tanınıyor. İnsanlardan, bilhassa kadınlardan kaçmakta, karamsar ve dengesiz kişilik özellikleri sergilemektedir. Oldum olası günün zamanını geçiren yücelik, ailesinden yaşanan sorunlarla birleştiğinde onu adım adım korkunç sona yaklaştırır. Babasını kıtaluklarından kurtardığı gibi, ulvi olduğunu düşündüğü bir misyon üstlenerek, annesini ve iki kardeşini öldürür. Hapishanede kaleme kaydedilen hatıratı, hem kendi kişisel kişisel hem de o dönem Fransa'nın genel profilini yansıtması açısından çok ilginçtir. O dönemde Fransa, Cumhuriyetçiler ve kralların iktidar mücadelesiyle çalkalanmata, gizli dernekler mantar gibi bitmektedir. Kral Louis-Philippe'e suikast düzenleyen Fieschi'nin davası ile Riviere'in bölümü aşağıdan yukarıya aynı zamana denk düşer. Kral tüm tebaanın babası olarak düşünüldüğünde, ebeveyn katliyle kral katli arasındaki geçişlilik, iki dava sürecinden etkilenmesine yol açmıştır. Akıl hastası mı, yoksa bir canavar mı olduğu konusunda bir tür ortak karara varamayan tıp koşulları ve uygunluk koşulları büyük bir bocalama içindedir. Tıp bilimi hem kendi aralarında hem de adalet oranlarıyla birlikte yaşanmaktadır. Kısacası ortada bir yetki sorunu vardır. Kim ne olursa olsun, ne kadar karar verebilir? Riviere ve hatıratı, Riviere vakası, yargıçlar ve doktorlar için tam bir bilmece olup ortaya çıktı. Michel Foucault ve arkadaşları, psikiyatri ve suça yönelik adalet arasındaki ilişkiler tarihi üzerine bir çalışma yapma amacıyla yola çıktıklarında Riviere olayıyla karşılaşır, hatırat ve dava dosyasıyla ilgili derinden gelenler. Foucault'nun zayıflarının ve kayıplarının, akıl hastalarının ve sapkınların hayatlarını anlama doğru çıktığı düşünsel yolculuğunun en önemli uğraklarından biri olur Bir Aile Cinayeti. Bir aile cinayetinin ele alınması bile tek başına bir eser ilginç ve okunmaya değer kılmaktadır. Ama bu tek boyut içindeki değerlendirmeler, eseri azımsamak olacaktır. Eğitimsiz, dini ve milli fikirlerle büyümüş, akıl sağlığı kapasitesi bir köylünün karşısında, tıp bilimiyle, psikiyatrisiyle, adalet koşullarıyla tüm bir toplum yer alıyor. Sömürgeci, gerçekçi siyaset nezdinde vatan uğruna cinayetlerin normal, meşru sayıldığı toplum, fertlerini katleden bir köylü nereye oturtulmalıdır? İşte Foucault ve arkadaşları buradan yola çıkıyorlar, suç ve ceza, sağlık ve delilik kavramlarını sorgulamakta, ikiyüzlü toplumun normallik normlarını tartışmaya açmaktadırlar. Güç, hakimiyet ve çatışkı ilişkileri üzerine bir kez daha düşünmemizi sağlayan bu sarsıcı metin, her türden sık sık tanık olan bebek katilleri olan dünyaya toprakları da anlamamıza yönelik çok önemli bir katkı. Tanıtım Metni
Paylaşmak
