40 Yıl 12 Eylül

“Daha iyi tarif etmek için sarf edilen sözler:'12 Eylül'den daha ağır,''12 Eylül'de bile bu kadarını kaybetmeler,' '12 Eylül hukukuu ararlardı,' oluyor.Başlı başına, 12 Eylül'ün bir 'çıta' koyduğunu gösteren, onun miladî mevcutni fark ettiren kalıplar...12 Eylül, daha iyi katlansa da, o beterin kapısını açmıştır, bir silmenoktasıdır, o miladîdir.”***Sunuş'tan 12 Eylül askeri darbesinin üzerinden 40 yıl geçti. Yaşamak, hatırlamak bir yana,12 Eylül'ü sadece böyle bir işitmiş kuşaklar yetişti. Türkiye'nin yakın bölgelerindeki önemli hadiseleri arasında bir hadise, askerî darbeler arasında bir darbe diye, ancak solgun bir “bilgi” olarak işitmiş kuşaklar var. Veya onu safra işitmemiş olanlar.Oysa 12 Eylül'de kalıcı ve kalın bir işkence bıraktı. Bir bakıma genişleyerek devam ediyor, ediyor. Onun için unutulmamalı. 12 Eylül'ü unutmayanlar, onu neden (ve nasıl) unutmadıklarını anlatıyorlar bu kitaptaki yazılarda. Onu neden, nasıl bir milat olarak ilişkilerini, hissettiklerini –ayrıca verdikleri, 12 Eylül'ü miladî bir travma olarak yaşamanın gözden kaçırttıklarını… Tolga Arvas, Kumru Başer, Murat Belge,Gaye Boralıoğlu, Fethiye Çetin,Ercan Kesal, Gültan Kışanak, Ümit Kıvanç,Ömer Laçiner, Göze Orhon, Merih Cemal Taytım, Nilgün Toker'in yazılarıyla.Tanı Metni