41 Kere İstanbul

Bu kitap, dünyanın en güzel erişiminin biri olan İstanbul'u gezerken, önünden geçip gittiğimiz yapıların sadece süreçleri değil, şehrin tarihi ve insanla olan ilişkisini de ortaya koyma amacıyla yazılmıştır. Bir şehri o şehrin yapan, değiştiren yapının en önemli yapısal yapıları ve insanlar o yapılarla kurduğu ilişkidir. Yapıların sadece mimari özellikleri ile ön plandaki çıkmazlar, içlerinde yaşayan insanların hikâyeleri ve en sonunda da toplumun o yapıları, aynı zamanda bir kültür sorunudur. Mimari dönüşümün biriminin ayrıntılarını izle, bu bilgilerin nereden nereden geldiğini bize gösterir. Zira yapılar sadece mimarlara ve yapıların sakinlerine değil, toplumun kentlerine aittir. Bizans döneminde soyluların sürgüne gönderildiği yerden dolayı adı Prens Adaları olarak anılan Adalar'daki muhteşem köşklerden deniz tabanına çakılan sütunlar üzerine Florya'daki Atatürk Deniz Köşkü'ne; Mimar Sarkis Balyan'ın yaptığı, İtalyan Ressam Fausto Zonaro'ya da ev sahipliği yapan Akaretler'deki sıraevlerden Barok ve Rokoko tarzlarını bir araya getiren tek şerefeli iki minaresi olan Ortaköy Camii'ne; Art Nouveau akımının İstanbul'daki ilk örneklerinden biri olan, Mimar Raimondo D'aronco'nun inşa ettiği Casa Botter'den Mimar Vedat Tek'in kendi evinde, kentin zarif çiçeklerinden Y. Mimar Serkan Ennaç'ın kalemi ile bugün kendini yeniden anlatıyor.Tanıtım Metni