Mona Kitap
Adı Mercan
Adı Mercan
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Piyanonun başında oturan Anna'nın çehresinde mevcut Sibirya'nın soğuğu esiyor. Anna'nın gülümsemeleri siyah beyaz filmlerdeki kadar renksiz. Hiçbir zaman ağaçların yeşilini, okyanusların mavisini, gurup vaktinin kızıllığını göremediğimiz filmler gibi. Stalin'in menfur kampları misali soğuk, Sibirya buzları gibi yakıcı, Hitler'in ölüm trenleri kadar sessiz. Anna'nın gülümsemesi, ölerek Hazar'a gömülenlerin son yolculuğu kadar ecel iyileşmişti. Ecel kokusu. Ölmek ve çatışmalar üzerinde unutulmak... Anna'nın gülüşleri aslında daha 1939'da, Nazi askerlerinden kaçarken, Varşova'ya bombalar yağdığı zaman ölen dudaklarında... Sovyetin Polonya'yı işgal etmeye başlamasından sonra binlerce insan zorla Sibirya'ya gönderildi. Kimileri yolda kimilerini de açlıktan veya bulaştığından verebilirdi. Kamplarda kalan 200 bine yakın Polonyalı ise gemilere bindirilerek İsfahan ve Tahran'da son bulan bir göçe zorunlu kılındı. Ölümü artık odalarından bu insanlar, kendilerinin her yerinde büyüyen yepyeni bir ülkeye gelmişti. O dönemde İran halkının da kıtlık ve tarihselliklerle boğulduğu ama misafirleri sevip benimsediler. Safran kokan şehirlerde, insanlık, yardımlaşma ve sevgi gören mültecilerin, buz tutmuş hayatlarına güneş doğmuştu. Farsçayı ve halı dokumayı bilenler, İranlılara âşık olup doğru yönlendirildiler. Shahzadeh N. İgual yeni romanında, vatanlarını terk etmek zorunda kalan bir grup Polonyalının gerçek yaşam hikayelerinden yola çıkıp savaşın savurduğu tüm insanların dramını şiirsel bir dille anlatıyor. Kahramanlarımız Rahel, Helena ve Sara'nın yaşadıkları, tüm sığınmacıların ezeli mücadelesi aslında. Evlerden kovulan, esir alınan, ölüme terk edilen, öldürülen ve birleştirilenler… “Adı Mercan” mutlak aşkın ve gurbette hayata tutunmanın romanı... Tanıtım Metni
Paylaşmak
