Adnan Menderes'in Psikolojik Analizi

Adnan Menderes'in yaşamı, siyasi hayatı ve yakın mesafedeki farklı bakış açısı ile ele aldığı çalışma genel olarak bölünmüştür. Adnan Menderes'in çıkışlı-çıkışlı hayatına paralel psikolojik yapısındaki aynilik, siyasi tabloya nasıl yansımıştı? Alfred Adler'den aldığımız şu alıntı aslında bunu belli bir perspektifte anlamamızı, ikircikli düşüncelerimizin önündeki sisleri dağıtmaya biraz yardımcı olabilir mi? "Saygınlık tutkusu, ruhsal yaşamda bir gerilimin doğuşuna yol açar; bu erginlik nedeniyle insan güçlülük ve Üstünlük amacını daha bir mümkünla gözüne kestirir ve normaldekinden daha yoğun çabalarla sÖz konusu amaca ulaşmaya çalışır." Burada da anlayabileceğimiz gibi aslında Menderes'in yaşadığı acılar, yalnızlık duygusu ilerleyen zamanlarda başarılı çıkışa tekabülindeki derin yaraları sarmaya yetmemiştir. Tek parti döneminden sonra halkın gözünde bir kurtarıcı, savaş yıllarının ardından kurulamayan ideal düzen mimarı ve ülkenin bulunduğu ekonomik dar boğazın yaratmış olduğu zilletin demokrasiyi kılıcı olmaya başlamıştı. Hem finansallarla hem ona karşı muhalefet yapanlarla hem de dış politikadaki bollukta de çetrefilli bir çizgide idi.Yakın tarihimizde önemli bir rol modeli olan Menderes'in kendi dünyasında, dürüstlüğünde, başarılarının yaratılmasında devam ediliyor. Zaten homojen yapıda ortaya çıkan değişiklikler kendinden sonra gelen siyasal konjonktürü de etkilemiştir. Peki, doğumundan Ölümüne kadar geçen süreçteki hatalar ve sevaplarıyla değerlendirdiğimizde, Adnan Menderes'in bir karakter analizi yapılabilir mi? Bu soru üzerinden yola çıkışı sığ akıntıda kayığımızı yürütmeye çalıştık.