Ağıtların Tanrısı

Vahşi kullanımda evcil bir dil kullanmak yok artık.-Martin ShawOkan, ölü, yatakta yatıyordu. Perşembe gecesi beraber yattığımız yatakta. Sağdık ikimiz de, daha perşembe gecesi sağdık. N'oldu da pazartesi gecesi ölü ölü yattık mı yoksa yatağa mı? Ölü olmak yetmedi, bir de salı denen o lanet günde, ölülerin bir parçasını mı koyacaktık? Artık verebildim, o sabah. Artık verebilirim. Benim yapabileceğim önemli miydi? Ölüm alırken bana sormuştunuz ki, toprak, yaşatacaktı? Benim fikrim sorulmuyordu ki. Âşık olaylarında sorulmamıştı. Bana sadece al bu adamı, çok sev, tamam mı, denmişti, sevdiğim ne kelime, tapmıştım adama, tapmıştım. Aşk fikir sormaz. Aşk sadece özgürlüğü ver, tamam mı, der. Hakkını vermezsen hakkımı vermem der.Ağıtların Tanrısı bir aşk mektubu... Yazar, eğitmen Sepin İnceer'in ölen eşi, sevgilisi, tıkanması babası Okan'a yazdığı bir aşk mektubu. Bir ağıt. Bir kadının sevdiğinin ölümü ve bu ülkelerdeki yaşam kelebeklerden daha kısa süren, büyükler tepeleşirken ölen bütün çocukların yaktığı, kalbi parçalayan bir ağıt. Ve bir manifesto. Bu topraklarda yaşanmış bütün acılarla yüzleşmeden, bir hiç uğruna ölen bütünün yasını tutmaktan yola devam etmek mümkün olacak gösterip ilan eden bir manifesto.Tanıtım Metni