Ailenin Adı Yok Ya Da Neden Feminist Değilim?

Türkiye'de aile kurumu tehlikede mi? Geleneksel değerlerimizi kaybediyor muyuz? Evlilik sayıları azalırken, boşanmalar neden artıyor? Aile nereye gidiyor? Ailenin geleneksel, geleneksel rol durumunun tarihi binlerce yıllık; bu kodların değişime uğrama tarihi ise kabaca sadece yıllıksa, ne oldu da bir asırda kadın-erkek ve ebeveyn-çocuk ilişkileri bu denli değişti mi? Bu kategorik olarak kötülemek ne kadar doğru? Ya da dolaşırken çevirmeye çabalamak çözüm mü? Feminizmin teşhis ve reçeteleri yaraya merhem mi oluyor, tuz mu basıyor? Soruları çoğaltmak mümkün. Kesin olan bu ve benzeri sorular, günlük tartışmalarımızda kapladığı alanı her gün daha da büyüdüdür. Vereceğiniz cevap ne olursa olsun, aile toplumunun temeli olduğu gerçeği ile onu koruma sorumluluğumuz değişmeyecek. Sosyolog-Yazar Hilâl Kaplan, uzun süreli konaklama yapılması gereken bir tartışmanın kapısını aralıyor. Bu kitap aslında bir “ilk söz”… Aile değerlerinin kesintiye uğramasına da özelde muhafazakâr kesim, genellikle de toplumun geniş kesimleri bozukluklarını uzun dağınık dağınık biçimde ifade etse de henüz derli toplu biçimde ortaya çıkmamıştı.Elinizdeki kitap, birleştirilmiş güncel gidişlerin yansımalarını sosyal teori ile harmanlayarak analiz edip “içerden ve buralı” bir reddiye ortaya çıkmayı amaçlıyor.Tanıtım Metni