Akdeniz Işıkları

Çocukluğumun belki en garip hâtırası, bu seyahatlerin sonuçları. Teşrinievvele (Ekim 1916) doğru Antalya'ya doğru gelirken, denizi ilk gördüğünüz yerde, ailece her zaman yaşadığımız gibi, arabadan inmiştik. Ben sevincimi göstermek için bir el tabanca sıktım. Annemin ölümü bir türlü unutulamayan ve uzun süre bize yanında gülmeyi meneden babam, beni tokatladı. Hakkı da vardı. Ben gerçekten, bu yolculukta yaşadıklarımın, beklediğimin hepsini, Akdeniz iklimini, denizi gördüm… Ahmet Hamdi Tanpınar Antalya'nın öteki adı Adalya. Torosların arka yüzüdür. Bir nal gibi ana kıtaya yerleşen şehrin, Akdeniz ile aşkıdır adeta. Akdeniz'in antik adı “Deniz”dir sadece. Çünkü 'bilinen dünyanın' ortasıdır bu deniz. Medeniyetler dünyanın dört bir yanında fışkırmıştır. Antalya'nın her yıl, tüm bu beşeri tanıtımlarına tanıklık ettiği bir tanıklık. Mustafa Oral, Karadeniz ile Akdeniz arasında mekik dokurken, bu yolculukları, ona Akdeniz ile Antalya'ya karşılaştırmalı bakma imkanı sağlamış ve Akdeniz ona bir gölün çevresinde bütün köylerin antik birer geçmişi olan komşu kentler demetini imajını almışlar. Adalya'yı geleneksel perspektiften inceleyen Akdeniz Işıkları, tarihselliğin geleneksel işleyiş biçimine farklı bir pencere açılması, tarihselliğini ihmal etmeden ama bugünü de, onunla ilgili edebiyat ve mitolojisini inceleyerek konu edinmiş ve başarıyla ele almıştır. Yunan, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı tarihi Cumhuriyet'e kadar takip edilmiş, bugün Türkiye'nin turizm başkenti olan Antalya için yeni imkanlar da satırlar arasında sıralanmıştır. Mustafa Oral, mümkün kalemiyle mikro günün kopyası bir çalışma, çok başarılı bir şekilde derleyip kaleme almıştır. Okurların keyifle izleyeceği bir metin ortaya çıkmıştır. Tanpınar'ı şehrin heyecanlandıran, okuru da benzer bir tutkuya taşındığını gösteriyor. Tanıtım Metni