Alesta

Kimse karışmadı, o da birinin –oturma odasının getirdiği sandalyeyi misafirlerin yanına herkesin annesinin– katılmasını gerektirecek uzak duruyor, sadece çayını yudumluyordu. Onu kusturmayacak kadar açık ve ılık bir bardak çay. Geçen sefer eğlence vaktinde yerleşemeyen potansiyel bu defa masada hazır bekliyordu, annemin kendisini utandıracak aksiliklerin yolu kapatılmıştı, çünkü bu gurur meselesi haline gelmişti. Ama birkaç haftada çocuk için Nerede, nasıl bulaştığını hiç anlamadığım sevgi şimdi gözümün önünde ve benim için bile açık seçikti. Gündeliğin konforunu terk edip risk almanın, geleneğin harcamanın adım atının birbirine bağlı pek çok koşula bağlı olduğunu başarılı üslubuyla gösteren Alesta alt-orta sınıf bir çekirdek çekirdeği olduğu kadar bakımıyi ülkenin bunaltıcı sıcaklığından kaçmakta bulan gençlerin, cinsiyet kimliklerine mühürlenenlerin, “insandışı hayvanlarla” kurduğumuz Türkiye gerçekten Aşıktoprak, bakışını mizantrop sayılabilecek başkarakterinde odaklanırken; Mültecilerin, transların, insanların deneyimlerini, artan ekonomik krizlerin karşısında bulunma hamasi söylemleri ve daha iyi bir yaşam deneyimlerini ısrarla vurguluyor ve imkanlarını da işaretliyor. Tanıtım Metni