Ayrıntı Yayınları
Alman İdealizminde Aşkınlık ve Tarihsellik
Alman İdealizminde Aşkınlık ve Tarihsellik
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Kant'ın Saf Aklın Eleştirisi'yle başlayan transendental felsefe, kendinden önceki metafiziği tarihe gömerken onun en temel iki kabulünü de geçersiz hale getirmişti: İnsanın mutlağı bilmeye muktedir –hatta mecburiyeti– oluşu ve o mutlağı deneyiminin oluşabilmesi. Deneyimin ve bilgilerinin sınırlarının ötesinde atılan aşkınlığın Kant'ın pratik beslenmeye geri dönüşümüne bağlı bir Tanrı'nın postülat olarak toplanması gerçekleşti. Kant'ın yol açtığı düşünce okullarının içinde en merkezî önem taşıyanlardan biri olan Alman İdealizmi, Kant'ın çizdiği sınırların hepsini çiğneyerek ve onun düşüncelerini kendince var olabileceği en uç noktalara götürerek farklı sistemler ortaya koydu. Bu hareketleriyle, Kant'a karşı yine Kant'ı kullanarak aşkınlığı ve sonsuzluğu yeniden değiştiren düşüncelerin içine geri genişletilmişler ve aşkınlığın modern insanın varoluşu noktasında anlamlı ve önemli bir şekilde çalışmaya devam ettiler. İdealist felsefenin hareketini izleyip Hegel'e geldiğimizde bunun için, aşkınlığın ve mutlağın temizlenebilir temizlemeyi başarabildiğinizi görebilirsiniz. Elinizdeki kitap, aşkınlığın Alman İdealizminde nasıl evrenselleştirildiği ve bunun günümüz açısından neden önemli olduğunu tartışmaya genişletiyor. Tanıtım Metni
Paylaşmak
