Babıali Kültür Yayınları
Anadolunun Kurtuluş Destanı; Perde Arkasındaki Kahramanlar
Anadolunun Kurtuluş Destanı; Perde Arkasındaki Kahramanlar
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Kurtuluş Savaşı, tarihin hiçbir dönemde esaret altında yaşamamış Türk milletinin, kadının erkeği, yaşlısı genci, köylüsü kentlisi ile top yekûn yaşadığı, dünyada pek az millete nasip olan destansı bir mücadeledir. Türk Milli Mücadelesi bu kapsamda esaretten kurtulmaya çalışan mazlum milletlere de örnek olmuştur. Kurtuluş Savaşı'nı I. Dünya Harbi'nin bir devamı olarak görmek yanlış olmayacaktır. Büyük Savaş veya Umumi Harp olarak bilinen I. Dünya Savaşı'nda, üç kıtada ve birçok cephede mücadele eden Osmanlı Ordusu'nun yenilgisi, 1918 tarihli Mondros Ateşkes Antlaşması'nı içeren çok ağır şartlar altında tutulmuştur. Türk milleti, vatanını bölüp parçalayan ve her türlü kuralları yok sayan bu antlaşmayı asla kabul etmedi.Tarihinden ve merkezlerinden alıntılardan kuvvetle daima var olan millet, çok kırılma kırılma mücadelesi için ortaya çıkan liderinin her yerde birleşmekte hiç kusur göstermedi. Ancak bu defa karşı sadece İngiltere'nin başını çektiği İtilaf resimleri yoktu. Başka hem memleketi parçalamada İtilaf resimleri'nin destekçisi olan yerli Ermeni ve Rum işbirlikçilerine ve hem de bakımıyi İngilizlerin himayesinde gören Damat Ferit'in Sadrazamlığındaki İstanbul hükümetine karşı mücadele verdi. Milli Mücadele ile Türk milleti, öz vatanını elinden almak isteyen düşmana karşı tam manasıyla bir varlık yokluk savaşı verdi. Bütün bu mücadeleyi modern silahlarla donatılmış güçlü düşmana karşı, soyu tükenme noktasına gelmiş kıt kaynakları ve yıllar boyunca cepheden cepheye koşmaktan bitkin düşmüş kahraman Mehmetçikleri ile sürdürdü. Türk ordusunun arkadan kazandığı zaferler, Osmanlı'yı parçalayan Mondros Ateşkes'in yanı sıra Türk milletini tarihe gömmeyi amaçlayan 1920 Sevr Antlaşması'nın hastalanmasını da imkansız hale getirdi. Kurtuluş mücadelesinin ardından imzalanan 1923 Lozan Atlaşması, I. Dünya Savaşı'nı Türkiye açısından sona erdirirken, yeni Türk Devleti'nin temelleri atıyordu. Zaferle biten bu büyük mücadele sonrasında İngiliz Başbakanı Lloyd George'un açıklamasıyla “Kağnı kamyonu yendi” ve Türk milleti şanlı dönemde yeni bir destan daha ekledi. Kurtuluş destanımızın kaçırılmaması gereken çok önemli bir tarafı da dönemi boyunca sadece Türk milletinin istiklal savaşı değil, bütün İslam Dünyası'nın tek bağımsız var olması mücadelesiydi. Zaten mücadeleye bütün İslam âleminin bakış açısı da o yönde olmuştur. Bunu, Kurtuluş Savaşı'na destek ve o dönem bütün İslam dünyasında olduğu gibi Atatürk'ün de büyük saygı gösterdiği Cezayirli Şeyh Sunûsi'nin Türkiye'ye gelişinde sarf etiği şu cümlelerle açıkça göstermektedir:“Allah, İslam'ın büyük kahramanı Gazi Mustafa Kemal Hazretlerini, ona yardımcı olan mücahitleri, milleti ve memleketi uğruna can ve mallarını feda eden kahraman başarısına kadar pâyidâr kılsın.”Bu dua sözleri üzerine ilave edilecek fazla bir şey veren…
Paylaşmak
