Angora'dan Ankara'ya

Angora'dan Ankara'ya, kendi içinde uzanan bir yolculuk… Hem zaman hem mekânın her yerindeki hikayeleri bir bütünlük ve hizmet veriyor. Ankara'nın inşası, imar ve şehirleşme süreci yüzüncü yılını geride bırakmış bir ülkede çok fazla şey söylüyor. Ankara'yı okumak, onun başlangıç ​​ve oluşumuna bölünmek için bir bakıma Türkiye'nin somut koşulları içinde belirtilmesi demektir. Şehir tarihi açısından Ankara ile ilgili ideolojik tespitler, birleştirilmiş genelgeçer karşılaştırma ve betimlemeler son derece kısıtlayıcı olarak kalmaktadır. Oysa kitabın yazarı Jean-François Pérouse burada zor birini başarıyor, gerçekliğin tamamını üstlenerek tek kelime ile bir şehrin envanterini sürdürüyor. Yerleşim yerlerini, yapıları, meydanları, sokak ve caddeleri, ilçeleri adım adım tespit etme ve tanımlama çabalarını üstleniyor. Pérouse, ele aldığı dönem içinde başkent olmaya giden bir süreç neredeyse gün gün takip ediyor. İncelenen zaman dilimi içinde olup biten olaylar yalnızca siyasal bir ülkenin ufkuna hapsedilmiyor, temel isimlerle birlikte tüm sosyal sektörler, çıkar ağları, her türlü imkan ve yoksunluklar, yaşam tarzları, idealler, nüfus, konut ve barınma ihtiyaçları gibi günlük hayattan bir şehre nasıl kimlik kazandırdığı gösteriliyor, bu oluşumlar bir toplumun durumunu de gösteriyor. Pérouse, bakiye bakiyesi bir ülkenin başkenti olma yolunda ilerliyor, özellikle imar ve şehirleşmeye odaklanıyor. Bu koşulları sağlayan tüm karar vericilerin, veren şehir planlamacıların ve planların yanı sıra planlar, haritalar, bütçeler, kronolojiler, en zengin verilerle birlikte, Ankara'yı, bir ulusun başkentini anlamlı bir çerçeveye yerleştiriyor. Angora'dan Ankara'ya aynı zamanda Ankara'yı çeyrek yüzyıl mesken edinmiş bir yayınevinin Cumhuriyet'in yüzüncü yıl dönümü olarak okur buluşuyla bulunmaktadır. Tanıtım Metni