Anne Yarası

Kendi kaderini, annesinin kaderinden onu ayıran kadın, kendi hikâyesini yeniden yazar. Hepimiz anne yarası taşıyoruz. Onun birimiz, bir anneden doğmuş olsak da, zaman zaman kendi annemiz olursunuz. Anne yarası sadece biyolojik annemizle ilişkilerimizden kaynaklanan bir yara değil. Bu, çok eski zamanlara, atalarımıza, kadın ve erkeğinin bütün olduğu, dengeli zamanlardan, binlerce yıllık uzun bir kopuşa dayanabilir. Yaratıcı, şifacı, avcının geldiği yer, anne yeri, erkeğinin yanında onun kadar söz sahibi dişil gücü, her zamanki bastırıldı, yok edildi, varoluşundan, doğayla bağlantısından koptuldu, ezildi, kurban edildi, köleleştirildi, o zaman anne yarası başladı. Anne yarası taşıyor, gerek iş yapıyor, gerek evliliğinde, annesiyle sorunlar yaşıyor ve hep kendini değersiz hisseden Smyrna, gittiği bir doktor muayenehanesinde bir gündüz düşüne dalar. Birdenbire kendini üremesinde kadın atalarının yanında bulur. Bu bilge ve güçlü kadınlara kendine güvenmeyi, gücünü ele almayı, yaralarını içeriryi, kendine annelik yapmayı, kendini doğurmayı öğreten kutsal bir geldikleri çıkarlar. Artık kız kardeşliğinin, atalarından gelen dişil bilgeliğin farkındadır ve şimdi kadınları bir çember çevresinde toplama zamanıdır. Çemberin etrafında toplanmış kadınların dünyasında ortaya çıkar. Ne zaman kadınlar, bir çember aralığı toplansa, dünya şifa, bilgelik, güç, empati, sevgi, barış, özgürlük, denge gelir. Anne Yarası, hem bir şifalanmanın hem de Anadolu'nun dişil uyanışının hikayesi. Çünkü zaman geldi! Tanıtım Metni