Ürün bilgisine atla
1 / 1

Dokuz Yayınları

Anton Çehov Seti (7 Kitap Takımı)

Anton Çehov Seti (7 Kitap Takımı)

Normal fiyat £15.00 GBP
Normal fiyat İndirimli fiyat £15.00 GBP
İndirim Tükendi
Vergiler dahil. Kargo, ödeme sayfasında hesaplanır.

SET İÇERİSİNDEKİLER · MARTI · VİŞNE BAHÇESİ · ALTINCI KOĞUŞ · VANYA DAYI · ÜÇ YIL · ÜÇ KIZ KARDEŞ · BOZKIR MARTI Durumunun kurucusu say Anton Çehov'un, tiyatronun da en önemli bilgilerinden birisine ulaşması,iyi bir dönemde yaşadığı ve belki de yaşadığı şeyleri yaşadığıyla yakalayabilmesi için gelir. Eserlerinde genellikle toplumsal konuların üzerine eğilen Çehov, bu sanat eserinde, aslında hayat sahnesinden kesitler de sunuyor. Tiyatroda yenilik arayışına giren karakterin aykırı görünümleri, genel olarak anlaşılmazlığı, yalnızlığı, hayalinde yaşadığı ta kendisi gibidir. Sahnenin, sürekli batmasıyla başlayan bile bu yalnızlık ve çekimserlik hissinin en başat ögelerinden sayılabileceği gibi insanın iç dünyasındaki yerleşkeleri de kullanılabilir. Martı, hayatın her türlü açmazlarını bir arada işleyerek, toplumun bir kesiminin sahnesi üzerinde ışık tutar. Bu anahtarlığın, karakterlerin kolayca içselleştirilmesini sağlamakla birlikte esere duygu yoğunluğu yüksek bir hava katar. Çoğu zaman düşündürücü diyaloglar etrafında şekillenen ve herkesin farklı karakteristik sergilediği eserde, insan dadı ne varsa Çehov'un duygu yüklü kaleminde kendine yer yer: hırs, tutku, özlem, korku, aşk, umut, öfke, sevinç ve elbette ki aşk… VİŞNE BAHÇESİ Derebeylerin yaşadığı, burjuvazinin arada yaşadığı, bulurüsefa boyunca yaşayan Madam Ranevskaya ve kızının, gösterişli hayatları sevdikleri Vişne Bahçesi… Yitirilen bahçe ile birlikte çocukluk anıları… Çehov, Vişne Bahçesi isimli yapıtında dönemsel dönüşümlerini kabullenememiş aristokrat bir ailenin hazin hikâyesini ayırmış, dokunaklı biçimde anlatmaktadır. Rusya'nın değişimi, basit bir hikaye görünümünde, sıradan insanların hayatlarına bakan usta yazar aynı zamanda genel kanının aksine, Vişne Bahçesi'ni dramatik bir şekilde komedi hatta yer olarak tanımlamıştır. Çehov'un karakterleri trajik bir şekilde seslenir okurlara: “Bu evi sonlandırana kadar bırakırken susabilir miyim, tutabilir miyim elimden, veda öğrenmi dile getirmeden; şu anda, ruhumu ve tüm benliğimi dolduran...” ALTINCI KOĞUŞ Çehov'un Altıncı Koğuş isimli romanının odak noktası İvan Dimitriç ve Doktor Andrey Yefimiç arasında geçen ve bütün bunları yaşayanları kuşatanlar, sorgulayanlar. Sorgulamaların tetikleyici karakteri İvan Dimitriç, bir taşra kasabasında kapatılmış akıl hastanesinde kurtulamadıkları adaletsizliğe, yaşam koşullarının gün içinde daha da kötü olmasına isyan ederken ve hatta bir çıkış yolu ararken, Doktor Andrey Yefimiç tüm bu protestolara dikkat etmiyor. Ta ki kendisi de delilik zincirine vurulana değin… Çehov, dönemin aydının ülkelerinde yaşanan politik ve sosyal politikalara karşı sınırlandırılmış durmaunu delilik olarak addetmiş, üslubunun incelikleriyle okuyucusunu her defasında 6 kez koğuşa kapatmıştır, Lenin'i bile... durdurulamaz hâle gelir. Bu durumda boyutunda, yapacak tek bir şey kalır: Burada kalmanın gerekli olduğu düşünceleriyle sakinleşmek.” VANYA DAYI Umutsuz, amaçsız, hayallerle dolu hayatlara adanmış Vanya Dayı, Çehov'un 1889 yılında yazdığı bir oyundan dönüştürülmüştür. Karamsar atmosferi paylaşan atalet dolu karakterlerle bezeli bu hikayede pişmanlık ve sıkıntılı ruh hâli anlatı boyunca mücadele edilen başat duygu durumlarıdır. Karakterler kendilerince hayat mücadelesini kaybetmiştir, ancak tüm bu canhıraş uğraşın sebebini gizini korumaktadır. Çehov, alışık tarihimizi kahramanlaştırmaktan kaçarken Çarlık Rusyası'nın içerisinde yer alan tarihi atmosferi de okuyucunun gözlerinin önüne sermiştir. "Yaşamaktan başka gelen ne var ki? Yaşayacağız, Vanya dayı! Uzun günler, akşamlar geçireceğiz. Kaderin, alnımıza yazılan bütün imtihanlara, sabırla dayanacağız... Dinleneceksin!.. Melekleri din oynayacak, elmasla kaplı gökyüzünü bekliyor. Tüm dünyevilerin, tüm acılarımızın, bütün dünyayı dolduracak olan sevginin içinde olduğu ve hayatımız dingin, rahat, hoş olacak;, buna..." Üç YIL Rusya'nın kültünden biri olan Üç Yıl adlı eserinde Çehov evlilik seçimine dair derin bir sorgulamaya girişir. Aşka dair umutvâr bir davranışın kuralının devam ettiği romanda, hayat yolculuğundaki donanımların, sevinçlerin ve yaşamların ilişkilerinin üzerindeki etkiler ve uzayacak güvenilir sevgiler akıcı bir dille anlatılmıştır. Genç Yuliya ve tüccar eşinin hikâyesi aynı zamanda okuyucunun devrim öncesi Moskova sokaklarına götürülmekte, dönemin psikolojik tahlilini büyük bir inceleme sunmaktadır. "Üzerinden pek zaman geçtiğinde ve herkesin katıldığı uzun Moskova muhabbetlerini -sevgisiz yaşanabilirne, tutkulu bir aşkın aslında psikoz, sonuçta sevgi diye bir şey varsa, sadece karşı cinsiyetlerin karşı çekimlerine karşı sevgiler ve buna benzer şeyler- başlardı. Hatırlıyor ve üzülerek, eğer şimdi ona sevginin ne olduğunu sorsalar ne cevap bulamayacağını buluyor." ÜÇ KIZ KARDEŞ Üç Kız Kardeş isimli oyun aristokrasinin artık hükümranlığını kaybetmeye başladı 20. yüzyıl başlarını konu edinen Çehov, Maşa, İrina ve Olga isimli taşrada yaşayan ve zarafet dolu düşlerle Moskova'ya gitmeyip hayal etmeyen üç kız kardeşin trajik ve hayatın gerçekleriyle ilgili temel hikayelerini anlatıyor. Andrey'in ağzından taşra sıkıntısını ve Moskova hayallerini aksettirir Çehov: “Moskova'da koskoca bir restorana gidişinde kimse tanımaz görmez seni. Kendini el gibi sanmazsın en önemlisi. Ama elinde olan gibi küçük hayatta bunu yapamayansın işte. Herkes seni... Yabancısındır... Yalnızsındır hem dealnızdır...” Modern tiyatronun ağ noktalarından biri olan Üç Kız Kardeş, şunu söylüyor: “Dünyadaki her şeyi ağır aksak da olsa başkasıdır.” BOZKIR Çehov'un Bozkır isimli anlatısı Ukrayna bozkırlarına uzanan bir yolculuk hikayesidir. Küçük yaştaki annesinden ayrılarak günüyle uzun bir süre saklandığı ortaya çıkan 9 yaşındaki Yegoruşka, ilk kez kendisini yaşayan, capcanlı bir dünyanın içinde bulur. Genç Yegoruşka'nın bakış açısının Rus toplumunun farklı katmanları, toplumun 9 boyutlu bir çocuk üzerinde bıraktığı etkilenimler, duygular, izlenimler hepsi ustaca, büyük bir gerçeklikle, âdeta ayna tutarlarıcasına anlatılmıştır. Anlatının isminin listesi oldukça yavan gelse de Çehov şairane üslubuyla kalemini korumuş, Bozkır'ı ana karakterlerden biri hâline geliyor. Doğa ve insanın birlikteliği, yanı sıra çatışması merakı olmayan okurlar için genel yapıtlardan biri: Bozkır. "Güneşliğin ortasından çekilmez gündüzün eziyetlerinin ve boğucu sıcağın çektirdikleri yer, çevreyi kaplayan ince bir sis, geniş göğsüyle engin bozkırı içine bir ortam alır. Karanlıkta darmadağın olmuş, görünen görünmeyenler arasında gündüzün işitilmeyen şen şakrak ve gür bir sesli bir şamata vardır. kaptırıp güzel şeyle anıyacağınız, hüzünlenip duygulanacağınız sürekli, tekdüze bir senfoni oluşur.” Tanıtım Metni

Tüm ayrıntıları görüntüle