Artık Hiçbir Yer Ev Değil

John Boyne'un, Nazi toplama kamplarının sarsıcı gerçekliğini iki performansın açısından klasikleşmiş roman Çizgili Pijamalı Çocuk'un devamında yaşananları konu edinen Artık Hiçbir Yer Ev Değil, Bruno'nun ablası Gretel'in sırlarıyla örülü yaşam hikayesini günyüzüne çıkıyor. Yazar, yıllar boyunca farklı kimliklerin ardına saklanarak geçmişinden kaçmaya çalışan doksanlı yaşlardaki bir kadının vicdanıyla giriştiği ''sessiz'' savaşı; 1946'nın Paris'i, 1953'ün Sidney'i ve 2022'nin Londra'sı arasında gidip gelen baş döndürücü bir anlatım eşliğinde sunuluyor. Etrafını saran tarihî olayların karşısında bir insanın ne kadar kusurlu sayılabileceği ve dolaylı ya da dolaysız geçebileceği suçlardan ne denli sorumlu tutulabileceği hakkında derin sorgulamalara iten roman, okuru kendi sağlığıyla adaletle başlamayı bırakıyor. 2022 yılının Londra'sında, Hyde Park manzaralı bir evdeyiz... Şeytanın kızı adıyla da anılan Gretel artık doksan bir yaşındadır. Sırlarını en yakınlarına bile hiç açılmamış olsa da; geçmişin acı dolu izleri peşindedir. Bir zamanlar dünyada Führer'in gözlerinden bakabilme cesaretini gösteren bu yaşlı kadın için savaş hiçbir zaman bitmemiştir. Çünkü olup bitenlerden dolayı kendi içinde yaşadığı suçluluk duygusundan bir bile kurtulamamıştır. Ve şimdi, hiç beklemediği kadar uzun ömürlü ömrün son hikâyesini anlatmak için yeniden aramızda! John Boyne, İkinci Dünya Savaşı'nın sonundan yoluna uzanarak, üç farklı ülkede geçen sarsıcı olaylar kaleminin ucunun takıldığı bu romanında; suçluluk duygusu, suç ortaklığı ve yas temalarına boyun eğiyor. Elli sekiz dilde yayımlanarak dünya çapında okura ulaşan kült bir eserin kahramanlarına neredeyse yirmi yıl sonra yeniden geri dönmemizi sağlayan Artık Hiçbir Yer Ev Değil, yüksek temposu ve şaşırtıcı finaliyle okurun ruhuna derinlemesine uzanan derinlikte bir anlatı sergiliyor. ''Bizimki gibi aileler nasıl bir dünya yaratmıştı böyle.''Tanıtım Metni