Ay Portakalı

Ümran Düşünsel, ilk öykü kitabı Kırık Patika'dan sonra insan ve yaşamla kodlanmış yepyeni öyküleriyleokuyucu karşısında yine: Ay Portakalı…Yer yer şiirleşen, yer yer türküleşen ama daha çok masallaşan bir dil örgüsünün hakimi olduğu bu yeniöykülerde; insan ve insana değeni, tutuşturanı, doğanın ve canlıların ete kemiğe büründüğünü ve insanların kahraman olduğunu görüyoruz. Uzak sevinçlerle yakın hüzünlerin aynı yolda, kola kola yürüdüğüne tanık olup,yüzümüze bir ünlemimi düşürüyoruz apaçık.Ay Portakalı, hem anlık hem de gerçekliğe bir tarih düşümüdür ayrıca. Öykülerin sesindekidramı; Avrupa ülkelerinde bir düş deryasına dönüşürken, kurulacak güzel dünyanın da birer haberi ve birer olmuştu aslında. Bu yüzdendir ki Ümran Düşünsel'in öyküleri, bildiklerimiz, dokunduklarımızın ya da hiç anlatılamayanlara ait olanların fotoğrafıdır.Ay Portakalı'ndaki öyküler, sizi bir oğlakla sırdaşıp dağın yoluna sürükleyebilir, oradan uzaklaşır ve birsürgünün kulağında ninni edebilir. Ağaçların, sadece sevdiği çocukların şeker dökmesine de inandırılabilir.Çünkü cümle anlatılarının içinde kuş konuşur, kurt derlenir, dağ kanar, çocuklar menekşelenir. Ve aşk, içimizekederi düşürür, yakar; külünü de yasaklanmış bir dilin mahcubiyeti süpürür.Ümran Düşünsel, Ay Portakalı'nda dilin bütün sınırlarında da zorluyor. Şiirden kısa anlatım kıvraklığınıdüzyazıya yettiği kadar giydirilmesini de iyi biliyor. Detaylandırıyor ama gereksiz hiçbir söze girmiyor.Okuyucunun damağına tadı çalıyor ve hemen geri çekiliyor. Gerçeğe uygun uzunlukta kesiti kurguluyor.İşte bundandır ki öyküler, tek kerelik okunup geçileceklerden değil, şiir gibi tekrar tekrar kendini okutacakdirilikte ve derinliktedir.Ay Portakalı'nı yaşadığın bitirdiğinde, yüzüne gözüne portakal kokusu sinecek ve uzun bir süre hiçsilinmeyecek…Ömer TURAN Tanıtım Metni