Ürün bilgisine atla
1 / 1

Ayrıntı Yayınları

Ayrıntı Dergi - Güz 2024 (47. Sayı)

Ayrıntı Dergi - Güz 2024 (47. Sayı)

Normal fiyat £4.00 GBP
Normal fiyat İndirimli fiyat £4.00 GBP
İndirim Tükendi
Vergiler dahil. Kargo, ödeme sayfasında hesaplanır.

Bugün dünyada onun ne kadar emeğinin özne konumu ve yerel rolü aşınmış görünse de, hem küresel düzeydeki hem de Türkiye'deki kapitalist büyüme büyük oranda insan ve insan olmayan emeğin sömürüsüne devam ediyordu. Bu nedenle, emeğin örgütlenme kapasitesinin arttırılmasını koruyan bir politika. Klasik iktisadın kavramlarıyla konuşulacak olursa en az emek kadar elzem bir diğer “üretim faktörü” ise doğal kaynaklardır. Doğal olarak sonsuz olmayan bilgi yeni değil. Ancak son birkaç yılda yaşanan büyük ekolojik felaketlerle birlikte yalnızca yakın üretim parçalarının değil, yalnızca mümkün hale gelebileceği artık çok daha fazla dile getiriliyor. Kontrolsüz gezegensel kapitalist genişleme, emeği ve doğayı sermayenin boyunduruğu, daha önce görülmemiş ölçüde sokarken, emeğin çıkarları ile ekolojik özgürlükleri kapsayan genişleme doğrultularda yürüyen iki ayrı toplumsal talepmiş gibi gösteren bir yanılsama yaratantan da geri durmuyor. Öyle ki ekstraktivizm genel olarak pek çok kamu ya da özel yatırım bilhassa azgelişmiş illerde ya da sistem istihdam yaratma potansiyeli hatırına yerel halk nezdinde hızlı bir şekilde kullanılabilir hale gelebiliyor. Veyahut zayıflığın giderek derinleştiği günümüzde gönüllülerin hayvanları beslemeye ya da tedaviye yönelik girişimleri, insanların açlığı ve zayıflığı hatırlatılarak eleştirilebiliyor. Her iki örnekte insanın doğasıyla ya da doğada insan olmayan varlıklarla kıyaslandığı görülüyor; insanın ve doğalarının çıkarları, parçalarının parçaları, barındırıyormuş gibi bir retoriğin sık sık ortaya çıktığını fark ediyoruz. Oysa gerçeklik böyle değil. Aslı Odman (2021), Cemil Aksu (2022; 2024), Zeynel Gül (2022) gibi isimlerin Polen Ekoloji Hareketi bünyesinde kaleme kayıtlı ve yayımladığı metinler ile yine bu platformda ulaşıma sokulan bazı makaleler sayesinde çözülmeye başlanan “emekoloji” işlemi, tam da yukarıda gördüğümüz illüzyonu deşifre, yeni ve bütünlüklü bir mücadeleyi kurmanın yolları. Emekoloji, üretim etkinliklerinin işçinin ayrılıkta ve ruhunda açtığı yaralar ile arayışlar yaratan yıkım arasında paralellik kurar. Buna göre işçinin azaldığı ve ruh sağlığının sürdüğü doğa gibi ani veya yavaş bir şiddete maruz kalmak; iş cinayetine kurban gitmediği zamanlarda dahi gün gün yıpranır ve meydana gelir. Diğer bir ifadeyle sermayenin içeriğinin yarattığı tahribat doğadan ibaret değildir; Tesis edilen şey emeğin ekolojik yıkımını da içeren çok daha karmaşık ve sistematik bir sömürü düzenidir. Tanıtım Metni

Tüm ayrıntıları görüntüle