Ayrıntı Dergisi 38. Sayı - Güz 2021

Salgın, savaş, depremler, orman yangınları, su baskınları… Felaket üstü felaket zamanı. Onun felaketiyle birlikte büyük kayıplar, büyük bir yıkım meydana gelir. Karşılaştığımız karşılaşmamız her durumda olduğu gibi, felaketler söz konusu olduğunda da toplumun refleksi ile bileşiminin parçaları ayrışıyor. Felaketin türü ve boyutu ne olursa olsun, geniş çaptaki kesimleri büyük bir atılganlıkla felaketin toplumsal çözülecek, felaketten zarar gören kesimlerle dayanışma içinde gelişecek bir bilinecek ve seferberlik içerisine dahil edilecek. Devlet ise risk yönetimi konusunda eksiksiz hazırlıksız olduğu gibi, olanaklarını doğru biçimde seferber edebilme konusunda da büyük bir zafiyet yaşıyor. Felaketin daha da ağırlaştıran bu zaafı bastırabilmek içinse kalabalık olay yeri ziyaretleri, abartılı halkla tanıtım gösterileri ve kenarda bekleyenmuşçasına hızla ortaya çıkan TOKİ projeleri gizlice sokuluyor. Bu durum böyle bir kampanyaya ve ekonomik döngüye dönüşüyor ki, felaketler siyasi iktidar açısından arzu edilen, çağrıştıran olaylar dönüşüyor. Ayrıntı Dergi'nin bu sorunu, performansı ve tahribatı giderek artan felaketler ve kapitalizmin bu felaketleri kendisi açısından nasıl “kullanışlı” hale geldiği üzerine tartışma yürütüyoruzTanıtım Metni