Balıkların Bildikleri

“Balık düşünmez, her şeyi zaten bilir.” Böyle der Rus yazar Platonov bir romanında. Öte yandan balıkların bitkilerinden halice olduğu düşünülür genel olarak. Suların bu sessiz sakinlerini “süs” olarak akvaryumlara koyar, “eğlence” olsun diye avlarız. Hafızalarının üç saniyeyle sınırlı olduğunu ve acı çekmediklerini düşünürler, onlara reva gördükleri muameleye pek kafa yormazız. Balıkların Bildikleri'nde etolog Jonathan Balcombe, son zamanlarda artan balık araştırmalarının yanı sıra kendi deneyimlerine dayanarak, çoğumuzun aklındaki balık imajını altüst eden bir tablo çiziyor. Yaygın olarak kullanılanların aksine, balıkların "sadece hissetmeyle aynı zamanda çevrelerinin bilincinde olan, iletişim kuran, sosyalleşen, alet kullanan, erdemli, hatta entrikacı canlılar" gözlerin önüne seriyor ve her biri ayrı bir birey olan bu ürünler "ahlaki kaygı çemberimizin sürmemizi sürdürmemizi" sorgulamamızı vurguluyor. Balıklar neler görür ve duyarlıdır? Birbirlerini nasıl tanırlar? İnsanları da görebilirler mi? Acı ve sevinçleriniz mi? Kişilikleri var mıdır? Zekâ sınırlı işlerde performansları nasıldır? Neler öğrendiklerini ve öğrendiklerini ne kadar süre hatırlayabilirler? Nasıl işbirliği yapar, hangi toplumsal kuralları ve politikaları gözetirler? Yavrularını korumak için hangi yaratıcı paralardan faydalanır ve cinsiyetler arasında nasıl bir işbölümü yapılır? Kendi “kültürleri” var mıdır? Bu soruları ve daha güzellerinin cevaplarını merak eden okurlarımızı, nefeslerini tutup balıkların renkli değişimlerine dalmaya davet ediyoruz! Tanıtım Metni