Başkalarının Tanrısı

"Ne doğumumuz ne ölümümüz ne de doğumla ölüm arasında can çekişerek sürdürdüğümüz hayatlar bize ait. Başkalarının istekleri doğuyor, istekleri gibi yaşıyor ve başkaları yüzünden ölüyoruz. Bizim sandığımız hayat bizim değil, bizim sandığımız bedenimiz değil..." Karanlıkta tuhaf olaylarla dolu, tutulan dizlerinden kesik yaşlı Efsun Abla... Kim olduğunu hatırlıyoryan, hafızasını kaybetmiş Adnan Abi... Sokaklarda orospuluk yaparak para kazananoman Hülya... Bir sabah uyanıp düzenini, evini, ailesini, işlerini terk etmek Sokaklardaki tekinsiz hayata karışan, karışık karışık şairler Musa... Ve çöpte olan bir bebek, Matruşka... Her biri kendi zorlu incelemeleriyle başlamaya çalışan ve her yerde kimsesiz bebekle şehir sokaklarında kendilerine barınacak bir delik arayan bu dört insan, bilinmeyenze doğru sürüklenen hayatlarıyla en sert gerçeklere işaret eden mesafelerin sonu dolanıyor. Onlar her yerde kalmakta kalmakta oldukları şehirde kuranların ve yıkananların sınavlarında sorgulanırken, okuru da kendi kimliğiyle yüzleşen sorular denize açılmaya davet ediyor. Başkalarının Tanrısı'yla Mine Söğüt biri bebek beş insanının yarı hayal yarı özgürlüğüyle hikâyesiyle, yanından geçip gittiğimiz ve hiç durmadan geldiğimiz insanların tanrısına, dolayısıyla da sözümona medeniyetimizin temellerine dair acımasız bir sorgulamaya girişiyor. Tanıtım Metni