Bay Konsolos

Okyanusların ötesinde adaların çok olduğu bir coğrafyada, artık hiçbir yerde olmayan bir ülke. Bir zamanlar gerçek olmuş bir düş, bir “Yokya!” O hayali, Akdeniz'de, bize çok tanıdık gelecek ama adı sanı ağza alınmayan, yaşlı Prens Albert'in her fırsatta bir sahil kasabasındaki operasyonun anlamı bilinmeyen tuhaf elçilik. Bu ilginç planlama programı kırk yıldır yürütülüyor Bay Konsolos. Sadece elçiliğin değil tüm kasabanın Bay Konsolos'udur o: Yerini kimse bilmiyordu, gitmediği, varlığı yokluğu sorgulanmayan bir “mandalina cumhuriyeti”nin diplomatı, kasaba sahnesinin başrol oyuncusu. Kimsenin yadırgamadığı gerçek, herkesin toplu olarak görüldüğü bir sahnedir. Bay Konsolos'un siyaset ve diplomasi dünyasındaki gelişmesi için devlet devletinde ve yazdığı mektuplarda; buradaki davetlerde kasabadan sıkı dostlarına söylevlerinde kullanım birimleri ve bölgeleri dili elçilik çalışanlarından, postacıdan, trafik polisinden, hatta komşu binadaki dondurmacının oğlundan bile esirgemez. Karşılık da görür: İster bir boyacı olsun isterse belediye başkanı, kasabadaki hemen herkes bu düşsel dünyanın gerçek tiratlarının yaratıcılarıdır ―Bay Konsolos'tan azıcık esinlenmiş olsalar bile. İnsan kaçakçılarının eseri bir mültecinin yaşadığı yere Bay Konsolos'un yaptığı işlem müdahalesi sonrasında düş biti, gerçek belirir. Artık sadece o değil tüm kasabanın sahnesinin dışındadır. Ama görünen gerçeğin kendisi de bir düştür. Öyle bir düş ki geçmişe ait bir anda “yarın” yapmış olduğunuz hesaplamayı anlatan bir adamın düşü. Tanıtım Metni