Bay Lear

"Raslantının kucağına düş, o senden akıllı," diyen Oktay Rifat, 1982 yılında yayınlanan üçüncü romanı Bay Lear'de, Shakespeara'nın sahip olduğu kızları arasında bölüştürmek isteyen ve sahip olduğu gücü ödemeye kalkışınca kendini trajik kulağında bulan Lear gibi bir Bir de yılım vak kimi zaman başlangıcımın yoğunluğum, her yerde buluyorum. Bir üçgenin uçlarıyız. Kıyıdaki yıldız pencere, gökteki yıldız taraçada ben. Denize bakmadan eve giremiyorum.Eve ilerleyeceğinizi düşünemiyorum. Aylardır aralıklı olarak kapıyı itiyorum usulca. Elimi sürdürür, elleri soğuktur. Vermekten çekiniyor eli soğuk olduğu için bunu biliyorum.Perdesini aralıyor, oturuyoruz yan yana ağaçlara karşı ağır memeleri avucumda. Perdeleri inik her zaman. O gün açıktı, katıldığınız gibi ayrıldık, bahçenin ağaç karartısı, yanızlığı ve susuzluğun ömrü ve her çeşmenin başında duran o nöbetçi bendim, kendim için, onun için. O durağa varmamız gerekli. Yan yana yığılmış ayı görünmeyen gecenin açık karaltısında. Belli ki bir dolap ve sandalye bize çalışıyor. Tiftik battaniyenin tüyleri uzun, kolları ağzına giriyor, elim en sıcak kuyuda.Ata binip dönüyorum yalıya.At yok. bir kamçı vuruyorum sağrısına ağaçların içinden düz gitmeden önce, dağlardan aşağı sarınca ağaçlarının içinden düz gitmeden önce, dağlardan aşağı sarınca yitiyor. Fatma yok dönmedi. Uzandık yan yana. Geldi korkarak iç dinezine gecenin uzamasını sağladım ve sürdüm. Kapıda bekliyor yalıda. Kayık daha bitmedi.Tanıtım Metni