Bediüzzaman ve İki Musibet Okulunun Diploması Divan - ı Harbi Örfi Kitabı
Bediüzzaman ve İki Musibet Okulunun Diploması Divan - ı Harbi Örfi Kitabı
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Said Nursi okumalarımızda O`nun Divan-ı Harbi Örfi olarak adlandırılan II. geçici iki musibet okulu olarak gÖrdüğü tımarhane ve hapishane kavramları Fransız filozof Michel Foucault`un kalıcı çağrıştırmasaydı bÖyle bir çalışma gerçekleşmeyecekti. Zira Nursi'nin yaşam serüveninde bu kapatılma mekanları toplanmış, 31 Mart Olayı'ndan sonra 1909'da kurulan Divan-ı Harbi Örfi'deki yargılama Nursi adeta bu musibet okulları üzerinden bir savunma yapmıştır. Foucault`un sÖylemi hatırlatılmıştır. Aynı zamanda Nursi`nin mahkemede mürteci suçlamasıyla yargılanması irtica rejimi, iktidar ve onun tahakküm pratiklerini akla getirebilir.Biz bu yetenekli Bediüzzaman Said Nursi`nin kronolojisini farklı bir vurguyla takip ederek iktidarda bulunan Kemalist sÖylemin tahakküm pratiklerini yönlendirmek istiyoruz. Kemalist konuşma bu makamda iktidar konumunda iken Said Nursi ve masalbeleri (nurcular) direnme odakları konumunda bulunmaktadır. Ana hakim söz de irtica kavramı ve bunun tazammunlarıdır. Kronolojiye karşılık gelen dÖnem 1922 ila 1950 yıllarıdır.1950`den sonraki dÖnem Said Nursi`nin iktidarla olan ilişkileri açısından mevzubahis verilmemiştir. mevcut iktidarlarla mücadele yÖntemlerine yeni bir bakış açısıyla bakabileceklerdir.Çalışmamızın karakterinin gereği hadiseler genellikle Bediüzzaman`ın savunması ve ifadeleri üzerinden yorumlanmış objektif ve nesnel olma gibi bir gayret içine girilmemiştir. Kemalist sÖylem bütün boyutlarıyla ele alınmamış sadece Said Nursi`nin yaşamının üzerindeki etkileri sınırlandırılmış bir şekilde analiz edilmiştir. Ayrıca; İlk defa 1911 yılında yayınlanan Divan-ı Harbi Örfi kitabı tam metin olarak sadeleştirilmiş ve açıklayıcı notlar ilave edilmiştir. amp;`;sÖylemrdquo; simgesel hem de episteme, sorunsallaştırma, doğru-yanlış oyunu, biyo-iktidar, dispozitif gibi kavramlar üzerinden yapılmıştır. BÖylece bir dÖnemin gidişatı ve çürüğe kadar gelen açılımlarını Said Nursi`nin öyküsü üzerinden çÖzümlemeyi denerken, aktüel manada ehl-i dinin ortaya çıkan sonuçlarının ortaya çıkmasının de hedeflenmiştir.
Paylaşmak
