Ötüken Neşriyat
Ben Gönen'de Doğdum
Ben Gönen'de Doğdum
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Bu roman, Ömer Seyfettin'in kısa ömürlü, uzun hikayesidir. Hikayesi bir mart sabahı Gönen'de başladı. Haydarpaşa Hastanesi'nin denizde görülen küçük ve soğukluk ömrü tamamlandığında, yine bir mart sabahıydı. Otuz altı yıllık bu hikaye; Büyük savaşlar, esaret, acılar, geçiş sıkıntıları ve yalnızlıklarla doluydu. O, koskoca bir imparatorluğun tarihinin, genç cumhuriyetin doğuşunun tanığıydı. Etrafında bitenlere duyarlı bir aydın ve büyük eserini arayandı. Türklük ülküsüyle yoğrulmuş bir dava adamıydı Ömer Seyfettin. Selanik'te Genç Kalemler dergisinde yayımlanan “Yeni Lisan” makalesiyle millî dile dönüş başlatarak Türkçenin Kristof Kolomb'u oldu. Gökalp'in 'Yeni Hayat' sporcusuna inandı. Millî dil ile millî edebiyatın, millî edebiyatla milletin doğuşunu sunuyoruz. Yazdıklarıyla Türk milletini eleştirdi, uyardı, besledi, en önemli ışın çağların dağıldığı bir ufuk oldu. Muzipti. Dostlarına cancağızım derdi. Ata binmeyi, mızıka çalmayı, kitap arasında çiçek kurutmayı severdi. Kapalı havalardan hoşlanmazdı. köpeği Koton'u yanından hiç ayırmazdı. Güreşe, jimnastiğe düşkündü. Onun yüzünden kavgaları, dövüşleri oldu. Sevdaya tutuldu. Okumayı ve yazmayı severdi. Atina'da esaret faaliyetleri, Yunan komutanlarından tek iradeli bir daktiloydu. En büyük hayali 'büyük eserini yazmak'tı. Bunun için kalabalıklardan uzak durdu, sakin ve düzenli bir hayat özledi. İstanbul'u sevmedi ve Anadolu'da bir yere yerleşmeyi bıraktı. Evliliği bile büyük eserine ulaşma yolunda atılmış bir adımdı. Calibe'yle evlilik ona büyük eserini bastı, ama Fahire Güner'i dile getirdi. İçgüveysi olarak kaldığı konak ruhuna kasvet verdi, yedi yaşına rağmen yazamadı. Kısa süren fırtınalı evlilik boşanmayla sonlandı. Hayatının son yıllarında sığınağı, Kalamış'taki 'Münferit Yalı' oldu. Bu evde yaralarını sardı, dostlarıyla buluştu ve sadece yazdı. Çünkü onun için 'ümit ölmez'di.Tanıtım Metni
Paylaşmak
