Ben Yüz Çiçekten Yanayım...

Nâzım Hikmet şiirinin benzersizliği, dramatik ve icracı yönünün gücü, oyunlarının uzun yıllar boyunca gölgede kalmasının nedeni olmuştur. Oysa biçimsel çoğulculuğu, çağın neredeyse her kuruluşuna açılan tartışmalar, devrimci ve enternasyonel dramaturjisiyle Nâzım Hikmet Tiyatrosu hem Nâzım Hikmet'in sanatının hem de tiyatronun egemen olanlarının kavranmasında okurlarına önemli bir yol sunuyor. Sevda Şener, Süreyya Karacabey gibi tiyatro araştırmacılarının bu kitapta, Nâzım Hikmet Tiyatrosunun bütününü yenidenyazım izleğinde ve çağdaş sanat kuramlarının izinde kapsamak gibi zorlu bir işe girişiyor. Nâzım Hikmet Tiyatrosunun en dikkat çekici özelliği, pek çok farklı biçimi, diyalektik materyalist felsefesinin harcıyla bir araya nasıl bağlandığını araştırıyor. "yazınsal pratiklerinin açıklanması, ürünlerin kendisinden önceki yazınsal bilgi ile farklı biçimlerde oluşturulmuş metinlerarası bağlantılarının incelenmesi, ürünlerin türsel konumları, ulaşılabilir türler, alım oranları, zaman-mekânsal bağlanımları, farklı dil ve akışlarla nasıl hesaplandığı, diyalektik materyalist oyunların nasıl biçimlendirildiği gibi pek çok sıcaklıkta okumalara bir miktar katkı sağlanması." Tanıtım Metni