Bin Dokuz Yüz Seksen Dört

Büyük Birader hata yapmaz ve mutlak güce sahiptir. Onun bir başarısı, onun bir kazanılabilir, onun bir zaferi, her bir bilimsel buluşma, tüm bilgiler, tüm bilgelikler, tüm mutluluklar ve tüm erdemler doğrudan onun hükümdarlarından doğar, ilhamını ondan alır. Büyük Birader'i bugüne dek görmüş olmamıştır. O, posterlerdeki bir yüz, tele-ekrandaki bir sestir. Onun asla ölmeyeceğinden kesinlikle emin olabiliriz, kaldığı ki ne zaman doğduğu konusu şu anda bile oldukça kapsamlı sonuçlar içermektedir. Büyük Birader, Parti'nin kendini dünyaya göstermek için giyinmeyi tercih ettiği bir çehredir. Büyük Birader'in işlevselliği, bir çıkış yapısından ziyade bir bireye karşı daha kolay tıslanabilir olan sevgi, korku ve saygı gibi bilgilerin odak noktası olmaktır. George Orwell'in 1948 yılında kaleme aldığı romanda yaşanmış, yaşanmış ve yaşanacak kişilerin "kehanet"i olan bir anti ütopya denemesidir. Karamsar bir anlatıma sahip olan Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, yaşadığı toplumda uyum sağlamakta güçlük çekmek için Winston Smith'in bakış açısında, bireyselliğin yok olduğu, korku, propaganda ve beyin yıkama yoluyla zihinsellerin denetiminden alındığı, Büyük Birader'in liderlikteki totalliter bir dünya düzeninin betimlendiği. Yayınlanmasının üzerinden uzun yıllar geçmiş olmasına rağmen hem düzen hem de bu düzen düzenlerine günlük bakışımızı her yeni "düzenlemede" güncelleyen, bol miktarda ve mevcutlarını koruyan zamansız bir başlangıçyapıt niteliğindeki Bin Dokuz Yüz Seksen Dört'ü, dünyadan geçişte olduğu aralıklarla yeni bir gözle görülmeyen hazır durumda mı? Tanıtım Metni