Bir Bahar Günü Sofya'da

Nâzım Hikmet, Türkiye'yi terk etmek zorunda kalmış ve Sovyetler Birliği'nde yaşamaya başladıktan sonra Bulgaristan'a iki ayrı ziyaret gerçekleştirmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanması ve Balkan Savaşları sürecinde acılarla Yoğrulan Bulgaristan coğrafyasında yaşayan Türkler, 1946'da gerçekleşen komünist devrimle de farklı bölgelerle karşı karşıya kaldı. İşte Nâzım Hikmet, Bulgaristan'a ilk olarak 1951 yılında, bizzat Bulgaristan Komünist Partisi'nin resmi davetlisi olarak gitti. Burada amaç Türk azınlığına, yeni kurulan düzen ve sosyalist ilkeleri anlatıyor, benimsetmekti. Ancak ziyarete gelen şairlerin yanında olan ve Nâzım'ın “Genç gazeteci” adını takıp hemen benimsediği İsmail Cambazov'un anıları, Eldeki kitabın arşivini teşkil ediyor. Numan Aydınoğlu, İsmail Cambazov'un hem de dönemin başka tanıklarıyla Sofya'da yaptığı özel görüşmelern yanı sıra geniş bir araştırma ile ülkelerdeki yayınlarda Nâzım Hikmet'in Bulgaristan günlerine ilişkin heyecanını ve sonrasında gelen hayalini edebi bir lezzetle okura sunuyor. 1951'deki ilk ziyarette hem Nâzım'ın hem Bulgar silahlarının hem de Türklerin yaşadığı coşku, 1957'de büyük gelindiğinde yerde eleştirilere ve sevinçsizliğe bırakılmıştır. Bu kitap, büyük sanatçıların büyük kavgalarının daha iyi anlaşılmasına hizmet edecek ve “Nâzım külliyatına” önemli bir katkı sunacaktır. Bulgaristan zamanında Nâzım Hikmet'in çok önemli bir yer tutmuş olması gerekir. Karadeniz'in karşı tarafında ufuklara, Anadolu'ya doğru görmek ve memleketini yapmak şairleri derinden etkilemiş olabilir; kim bilebilir? Şu bir gerçek ki Nâzım, memleket hasretini dile getirdiği en güzel şiirlerinden birkaçını bu topraklarda yazmıştır. İşte bu kitap, büyük şairlerin az bilinen ve irdelenen bir sağlıkla ilgili bir göz atma çabasının ürünüdür.Tanıtım Metni