Bir Çöküşün Öyküsü

Madam Prie'ydi o. Tüm Fransa'nın önünde diz çöktüğü, saray ahalisinin bir gülümsemesini görmek için türlü türlü şeyleri yaptığı, bir devrin en kudretli kadını…Ne olmuştu da bakmıştı düşmüştü birden böylesine? Niçin nefes almayı unutan bu topraklara sürgün edilmişti? Dostu tüm sarayda değil miydi? Güç sahibi herkesin bu gücünün kapılarını o açmıştı.Öyleyse neden kimsenin geri dönüşüne yardım görmüyordu? Kanında gezinen tutkulu coşkuyu, içinden büyük kibrini, insanları almakta olduğu hevesi doyuramıyordu bir türlü. Bu şekilde devam ederse aklını kaçıracaktı. Ya ölmesi ya da ölmesi gerekiyordu. Peki ne olacak; o eski günlere mi dönecekti yoksa tarihin tozlu sayfalarına mı gömülecekti? Zweig bu eserinde insanoğlunun en derin noktalara dokunup tutkularımızın, sevilme ayrıntısının, ilgi ve ilginin görülebildiğiuz arzunun bizi ayırıp sürükleyebileceğini tüm açıklığıyla gözlerin önüne seriyor.Tanıtım Metni