Bir Mühendis Öğretmen İle Bilim, Varlık ve Allah'a Dair Mailler (Bilim-Din Barışı İçin)

Mühendis: Peki hocam, ilginiz ve teslimatınız için teşekkürler. Yordum sizi. Hakkınızı helal ediniz lütfen. Selametle kalın... İki yazı da tekrar okudum, dün gece de okumuştum, ama kalın kafalılığımdan olsa gerek anlayamadığım noktalar oldu. Ayrıca tanıttığınız videoyu da seyrettim. Ama: Bahaeddin Hoca'nın Allah'ı tasavvurunu, ALLAH'ı deyince ne kastettiğini, Nevzat Bey'in çoğalmalarına yönelik eleştirilere haklı ama Bahaeddin Hoca'nın kendisi Allah'ı nasıl ispatlayabildiğini... Madde yaratılmış mı ezeli mi? Yoksa böyle bir soru, Sayın Hocama göre doğru mu yanlış mı? Doğru ise cevap ne, yanlışsa hangi açıdan yanlış ve bu soruyu nasıl doğru soru olarak sorabilirdim, gibi bilgilerden hala kurtulamıyorum. Kalın kafalı olabilirim, anlayışı kıt da olabilirim; ama kıt kafalı birisine de hocam engin parayla bir el atamaz mı, daha alt seviyeye inerek de olsa yeniden kısa da olsa medet edemez mi, diye içimden geçiyori iletiyorum sayın hocam. Sizin sağlığınızdan bağımsız olarak bir Allah inancı/tasavvuru/kavramı üretemiyorum, kalın kafalılığımdan dolayı. Kızsanız da adeta mecburen yazmaktasınız bunları... Ayrıca çıldırmışlığı/ezeliliği imanımı tekrar gözden geçirecek kadar önemli benim dünyamda. (Yanlış olabilir ama kendi dünyamda durumumu sayın hocam ile paylaşıyor ve yardım bekliyorum.) Adeta doğru ve sahih bir Allah inancı/tasavvuru/kavramı ve ezelilik/yaratılmışlık işlerini anlayamazsam, kendime anlatamaz ve aklen ve kalben ikna ve yetinmek imkansız manen boğulacak, ölecek, başka diyarlara uçabilecek bir halette başarabilir. Manevi yardıma dayanıyordum. (Başka bir kişi kaynak veya önerirseniz ona da varım hocam.) Bahaeddin Sağlam: Madde bir terkiptir, dağılmaya patlatılmaya müsaittir; ezeli olamaz. Bu bir, bunu bil. Bugün hiçbir bilim adamı, çıldırmış ezeliyetini kabul etmiyor. O iddia 19. asırda kaldı. Tanıtım Metni