Bir Zamanlar Türk İdiler

Türkler, iklim koşullarını birbirinden çok farklı modeller hayatlarını sürdürebilmiş bir millettir. Konar-göçerlik esasına dayanan, geniş yayla ve otlaklar üzerinde hayvancılık yaparak çadırlarda sürdürülen bu hareketli yaşam tarzı, bozkırlı Türklerin kültürel karakterlerini de belirlemiş ve bu değişim özünü oluşturmuştur. Bu doğrultuda, bozkırlı Türkler, böyle hareketli bir yaşamayışın kesintiye uğraması, yabancı toplumların durağan kültür çevreleri içine girdikleri zaman, gözden geçirilmiş özelliklerin kaybolmuş, yenilmiş olan parçalar tarafından uygun şekilde asimile edilmişlerdir. bir iki nesil içinde aslî yapılarını, isimlerini, yaşayış tarzlarını oturak medeniyetleriyle, isimlerile, yaşayış tarzlarını değiştiriveren Türkler, gerek Çin'de, gerek Rusya ve İran'da, gerek Mısır ve Hindistan'da, gerek Batı ve Orta Avrupa'da hükümranlık sürdükleri memleketlerde birçok nesillerini, oturan farklı kavimlerin içinde eritmişlerdir. Bu kimlik kopuşunun en ilk ve en yoğun biçimde yaygın olan biri, bağlı Türk tarihiyle aynı derinliklere uzanan, ancak kültürleri oturak bir kültüre dayalı Çinliler içinde olmuştur. Orkun kitabelerinde Türk Hakanının öğüdü de gösteriyor ki, bu “kültürel” Türkler için bir varlık mücadelesi olarak görülmüş ve Türklere Ötüken'de kalmaları, oralara gitmeleri öğüdü verilmiştir… İşte elinizdeki bu kitap, ilim adamımız Kürşat Yıldırım'ın Çin'e yerleşmiş Türk kredisi –asimillenmiş- geride kalan kaynaklar hakkında Çin üzerinden yaptığı ilgi ile bir çalışmadır. Tanıtım Metni