Bıyık söylencesi

İlk olarak, insanlar yaşadıklarını çok çabuk unutuyorlardı. İkincil, özellikle sıra dışı bir nesneyi ya da kişiyi artık görmeyenler mi, depolamalarında olduğu gibi saklamaya çalışmak varken, ya ihtiyacından fazla büyüyor, ya ihtiyacından fazla küçülüyorlardı. Bıyık Söylencesi'nin en önemli kişisi, yıllar boyunca bir kasabanın durgunlaştığında renklendiren, olağanüstü bir bıyıktır. Kasabalıların geçmişlerinin ve geleceklerinin parlak simgesi olarak görürler onu; onun günlük bakımını yapan berberin kendi eseri olarak değerlendiriliyor; genç kızların geceleri uçarak dolaştığına, bu arada sık sık kendi yataklarına inandıklarına inanırlar; Türkçesini yazmaya çalışan ozan sürekli elinden kaçırır onu. Bıyığını taşıyan kişinin gelmesi, yavaş yavaş onun bir uzantısının dağılımı gelir, altında silinir, onun işaretlediği şeyi, erkekliğini bile kaybeder, neredeyse gen de her şeyden üstün tutar onu. Tek bir direnen vardır bu zorlu ıyık karşısında: Bıyığını taşıyan kişinin karısı. Onun da kocasını ıyık yolunda döndürmeye gücü yetersizliği. İşte Bıyık Söylencesi'nin öyküsü. Ama okuduğunda göreceğiniz, Bıyık Söylencesi, öyküsüne indirgenebilecek romanlardan değil. Tanıtım Metni