Biyopolitika ve Queer (Ciltli)

1980'lere tarihlenen “AIDS krizi”, o sıralar henüz imkan dışında olmayan bu kötücül dünyaların yolu, yıkıcı bir ölüme karşılık gelmemişti. Cinsellik, biyomedikal rejim, ahlâk, uluslararası biyopolitika, kişisellik üretimi, ekonomi-politik gibi bir dizi esnekleşebilir. İktidar ilişkileri ve akım sermayeleri, gerçekliğin kolektif üretimine musallat oluyor. Sayısız köprüler hâlinde bağlanıyor, ilişiyor, çatallanıyor, kopuyor ve bir araya gelip dağılıyor. Bütün bu ilişkisel ve viral hareketliliğin tamamı ise, belki de “bağışıklık” fenomeni yaşanıyor. Söz konusu fenomen, aşırı ışıkla HIV/AIDS'in gelecekteki yolları, hegemonik olduğu kadar, özgürleştirici ve kesişimsel ufuklarla da birleşiyor. Ayrıca “güncelliğin ontolojisi” üzerinden çağdaşlığın yeni bir muhasebesine olanak sağlıyoruz. Özen B. Demir, HIV/AIDS problemsalını, kaçınılmaz olarak akrabalığa açıldığı bir dizi çağrışımla birlikte ele alırken, konuyu muhafaza ederek Batı dünyasında bunca zamanda birikmiş dolgun literatürü de eleştirel bir dikkatle yokluyor. Türkçe teorik yazında verim dek es geçilmiş, hakkı hemen hiç verilmemiş olan bu konularla ilgili bir entelektüel seyahate çıkarken, klinik saha ile temasını yitirmiyor. “Kriz”in biyosiyasal izdüşümlerine eğilerek, queer anlam ve düşünce evrenine yayılan bir senteze varmaya çalışıyor. Sayısız ismin edebî-felsefî ziyaretgâhına uğrarken, özgürlükçü radikal siyaset menzilinde yolunu kaybetmeden ilerlemeye çabalıyor. Öte yandan, bilimsel ve tıbbî teorideki gerçeklerini somutlaştırarak, ilgili alanda epistemolojik ve politik rezervleri eksik değil. Böylece yazarın “biyopolitika ufkunda queer şafağı” olarak işaretleneceği bir anda ortaya çıkıp, kazanmayı başarıyor. Bununla birlikte, HIV/AIDS'e bağlı olanları kaybetmiş olanlar ile yakınlarına, dahası aktivist ve kolektif belleğe selâm sırasında bir saygı duruşu da temin ediliyor.'AIDS Krizi: Biyopolitika Ufkunda Queer Şafağı'.Tanıtım Metni