Bozadam

Değişen sadece insan değil. Korkular zamanla değişiyor. Yakın ya da uzak herkes bu değişimi seziyor. Hepimiz koşarak mesafeyi koruyarak dönüyoruz. Bir ev arıyoruz, bir eşik, yeni bir yurt, taze, sıcak bir el. Kaybetmenin bir tür yeniden bulma olduğunu öğreniyoruz yine de. El yordamıyla gerçeği anlıyoruz. Sürekli kendimizle karşılaşarak, kompozisyonla ve arzulayarak. Ömer İzgeç, Bozadam ile yepyeni ama bir dünya kapılarını bize dağıtıyor. On iki yaşındaki Es'in hikâyesinde tanrı, inanç, kader, kabulleniş, umut ve aşk gibi konular üzerine düşünürken coğrafyamızda da tanıklığımızın çoğalması, ikilik ve nefret ideolojileriyle yüzleşiyoruz. Roman, zaman ve yerinin bilinmezliğiyle, hikâyenin gizemli havasıyla okuru doğrudan içine yerleşiyor. "Unutulan geçmiş yer tedirginliğe ve liberal hakimiyet ülküsünden alan gizlenmişti. Var olan yerlerde, farklılıklar yok etmek mümkün olmayı düşünüyorlardı. Korkmuşlardı ve korkuyorlardı, diğerlerini yok etme dürtülerini yanında getiriyordu." Tanıtım Metni