Büyük Göç

Bu roman, özellikle babaannem Güllüzar'ın bizzat iradesi ve vasiyeti üzerine, onun anısını yaşatmak için görevlendirir.Ömrü boyunca geçmişin unutulmaması için tüm olaylar ve duyumları hafızasında toplayarak saklayan babannem; ağarmış perçemlerinin yüzlerinin aydınlattığı, meleklere eş değerdeki huzur dolu ruhuyla; Adeta eski Yunan tanrılarının o gÖrkemli heybetiyle ulaşılmaz bir yücelikte bölgede duran, her zaman başı karlı ve dumanlı Ağrı`ya doğru beni de yandan alarak, gün doğumundan gün kaybına kadar yaşadıkları gÖç dramını, gözlerindeki inci tanelerini dÖkerek en ince ayrıntılarına kadar tek tek düşerdu. Bu anlatımları hafızama o kadar iyi işlenmiş ki, her detayı, noktasına kadar virgülüne kadar sanki o anlatılmış gibi tazeliğini koruduğunu anlatıyor. Bunun üzerine vasiyetini de yerine getirmiş olmak adına yazmaya karar verdim.Babaannemin yüzeyiki onun bir buruşmuş çizgisi, hayatın zorluklarından kaynaklanıyor, çekilenlerin semeresi olup, o dik duruşunun da sembolü idi. Öyle ki; Çelikten bir irade, acıların olgunlaştığı dingin bir ruh hali, dipdiri bir hafıza ve adeta ayaklı bir tarih sembolüydü O...Yüzümüzün dÖndüğümüz o parlayan Ağrı`nın aydınlığında babaannem, geçirdiği geçen olaylar, oya işler gibi inci tanelerini bir tek ipek ipliğiciğini bile incitmeden dizer gibi dile getirirdi. Kelimelerin ağzından ağır ağır dÖkülür, eğip bükmeden o güzelim şivesiyle, bilfiil yaşadığı zamanın dramatik dağılımı incece anlatılırdı.Anlattıkça dertlenir, dertlendikçe yaşadıkların gizemli derin dehlizlerine dalardı. O anları yeniden yeniden yaşıyormuşçasına, geçmişin olaylarını günyüzüne çıkartırken bir arkeloğun titizliği ve Özeniyle davranışlarıydı. Tek tek geçtikleri yerlerin isimlerini veren, ölenlerin ve yaşananların ahengini bozmadan yazıl(a)olmayan tarihin sÖzcülüğü üstlenirdi sanki.Her bir olay filmlere konu olacak denlilikte o lsquo;Doğu`nun günümüze kadar gün geçmeyecekmiş, adeta küf kokan birleşmişliğin güneşle buluşma yerinin eskisiyle, tam da bu süre boyunca devam eden bir gÖç dramının nelere mal anlatmaktır, bu roman...Sonuç olarak zafer ile Çarpıştığı er meydanlarda yaşananların unutulmaması ve uzaklara gitmeleri için lsquo;yitik zamanların` o cehennemini ve cennetini yazmaya çalıştım.