Büyük İstanbul Kolerası

Efrem Karanov'un tarihe geçmemesiyle kaleme dökülen mütevazı hayat hikâyesi değerli bir dönem tanıklığı hakkındaydı. 19. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı'nın Rumeli coğrafyasında yer alan bir kasabadaki toplumsal yaşamın çoğalmasını gösterme açısından önem arz etmektedir. Kratova'dan Selanik'e kara ve Selanik'ten Kavala ve Çanakkale üzerinden İstanbul'a yapılan deniz yolculuğunun tasviri ilgi göstermektedir. Fener'de faaliyet gösteren Bulgar Mektebi kapsamında aktarılan bilgiler Osmanlı unsuru Bulgarların 19. yüzyıldaki konuşmasını aktif eden olayları sürdürülmesine yardımcı olmaktadır. Hatıratın en dökümü kısmı, 1865 yılının haziran – eylül ayları arasında payitahtı kasıp kavuran ve binlerce kişinin ölümüyle neden olmasıyla literatüre Büyük İstanbul Kolerası diye geçen işsizlikla ilgili kısa, ama öz sayfalar teşkilatı devam etmektedir. Kolera, ailesinden yardım ve yadırgadığı bir saklanıp sıkıştırılıp kalan 12-13 yaşında çocuğun saf ve hassas algısı üzerinden aktarılıyor. Anılan koleranın İstanbul tablosunu biraz daha genişleme uğruna, hatırata ek olarak, payitahttaki salgının seyrine tanıklık üç geçmiş Bulgar hekimin gözlemleri de sunulmaktadır.Tanıtım Metni