Çağdaş Liberal Devlette Güç ve Adalet Sorunu

Siyaset ve hukuk felsefeleri ile sonuçlarından başka, dil, bilim, din ve tarih felsefelerinden psikoloji, siyasî tarih, iktisat, fizik ve dinî bilimler gibi disiplinlerden de herkesle ilgili yeterli bilgiler bulunan bu kitapta, Batı modernitesinin sosyo-politik değerleriyle hesaplanmaktadır. Girişte, “adalet” terimleri antik dönemdeki tartışmalara yer verilirken, ilk bölümden liberalizmin çürümesine kadarki gelişmeler, Batı'daki tepkilerden, diğer ideolojilerden ve tabiat bilimlerindeki teorilerden etkilenmesiyle birlikte ele alınmaktadır. Özellikle fizik ve biyolojiden adalet teorilerinin geliştirilmiş olması çok ilginçtir. Klasik Liberalizmdeki bireysel hürriyetçiliğin sadece kapitalist bireyin ekonomideki faaliyetleri için düşünüldüğü, toplumun bir gerçek olarak kabul edilmediği, devlete, demokrasiye ve dinin alabildiğine müdahale edildiği; Sosyal Liberalizmde ise toplumlarda, devlete ve Hıristiyanlığa daha olumlu bakıldığı, hatta sistem “Hristiyan ahlakı” katmak istendiği ancak genellikle İslamiyet'e muhaliflerin olduğu, buna karşılık incelemiş olanlarca farklıların birlikte yaşamasına yegâne örneğin İslam devletlerinden görüldüğü görülmektedir. Bu yüzden Hıristiyanlıkla İslamiyet'in adalet anlayışları da karşılaştırılmaktadır. Yazar, bütün bunları yaparken, ideolojilerden kimin devletin kimin bir göz kimin bir sınıfa kimin bir yeteneğe sahip olduğu için adil bir denge tutturamadığını gösterip, felsefî gerekçeleriyle birlikte birçok önemli teklifte de mevcut.Tanıtım Metni