Çakabey
Çakabey
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Belki de performansı bugüne kadar görülmemiş bir ok yağmuru İzmir'in kapısında vardı. Çaka Bey'in en çok okçulara önem vermesi, onların savunma hattını içermemesi, atlılara yapılacak işlemler kalkacakları bir alan açmıştı. Düşündüğü gibi de olmuş, okçular çok iyi gitmişler de atlılar şaha kalkmışlardı.Güneş iyice yükselmiş, Çaka Bey ve yiğitleri İzmir'in kapısından neredeyse girmiş hale gelmişti, daha fazla eksiklik durumu teslim edilmesi için yapılan çağrılar karşılıksız kalsa da düşmanda bir geri çekilme durumu vardı. Bizans askerlerinin komutasındaki komutanların çoğu ya ölmüş ya da esir alınmışti.Çaka Bey, teslim olup esir alınan askerlere iyi davranılması sürekli yineliyordu, esareti çok kısa süre yaşayan biriydi ve kendilerinin düşman askeri bile olsa yaşaması gerekirdi. Bu düşüncede ancak bir Türk akıncısına sahip bir durumdu. Öğleye doğru ortalık bir nebze olsun durulmuştu, yaralanan ve şehit olan akıncılar savaşa kayıtlı gerisine taşınıyordu. Çaka Bey, İzmir'in girişine doğru hızla devam etti, onun iki yanında da takip eden akıncı ile hücuma kalkmıştı. Kılıç sallamanın saati artık gelmişti. Kan dökmeye, can sıkıntısına karşı içmiş olan akıncılar Çaka Bey'e zarar gelmemesi için çevresinde tam anlamıyla duvar örmüştü. Kılıç muharebesi beklenenden de kısa sürdü ve sonunda İzmir çöktü. Çaka Bey hayaline kavuşmuştu, atından atayarak indi, İzmir'in depolamaya baslıyor olmasına inanamadı bir süre. Onun sanki rüyası gibiydi, nefesinin kesildiğini hissediyor, sık sık ama zorluklarla nefes alıyordu. Kılıcının ucunda kan damlıyor ve İzmir senin diyordu sanki.Tanıtım Metni
Paylaşmak
