Canistan

Ocağın üstündeki rafta yanan zeytinyağı kandilinin nefes alıp verdiği ayak ucundaki adamın yüzü yabancı gibi değildi ama kim olduğunu çıkaramadı. Başlangıçtaki bir ağrı vardı. "Çeteler.Sonunda basıldık işte.Aptal gibi fırladım;bölgesini alıp beklemeliydim.Bağa çıkmayalım bu yaz;her gün gider geliriz;geceleri köyde kalalım' deyip durduydu Fatma.Dinlemedim..."Yusuf Atılgan'ın tamamlanmasından ayrılan üçüncü Canistan, çok sonra,ilk kez 2000 yılında yayımlandı. Romanın coğrafyası yine Manisa; ama bu kez dönem farklı. Anadolu'nun işgal edildiği, direniş çetelerinin yıllarca, anasını terk eden köylere, çiftliklere giden çalışkan, işbilir köylü çocuğu Selim... Okuyunca göreceğin; Üç bölümden oluşan bu kısa anlatı hiç de yarım kalmış değil. Son derece güçlü bir dil ve sağlam gözlemlerle dolu, tam bir “usta” eseri… Tanıtım Metni