Cesur Kaptanlar

Kapı bir kez daha çarptı ve on beş yaşlarında, zayıf, ince yapılı bir çocuk, ağzının bir köşesinden yarı içilmiş bir sigara sarkarak yüksek kaldırıma doğru eğildi. Solgun sarı teni, onun yaşındaki birine pek yakışmıyordu ve görünüşü kararsızlık, gösteriş ve çok ucuz bir şıklığın karışımıydı. Kiraz rengi bir blazer, kısa paçalı pantolon, kırmızı çoraplar ve bisiklet ayakkabıları giymiş, başının arkasında kırmızı bir flanel şapka takmıştı. Dişlerinin arasından ıslık çalarak, şirkete baktıktan sonra yüksek, tiz bir sesle şöyle dedi: "Dışarısı çok yoğun. Etrafımızda balıkçı teknelerinin gakladığını duyabiliyorsun. "Dışarısı, bir tanesini ezip geçsek harika olmaz mı?" "Kapıyı kapat Harvey," dedi New Yorklu. "Kapıyı kapat ve dışarıda kal. Burada istenmiyorsun. Beni kim durdurabilir?" diye cevapladı, kararlı bir şekilde. "Geçiş paramı ödediniz mi, Bay Martin?" "Sanırım ben de burada herkes kadar iyiyim." Dama tahtasından birkaç zar aldı ve sağ elini sola doğru atmaya başladı.